Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/21
Karar No: 2020/456

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/21 Esas 2020/456 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/21 E.  ,  2020/456 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi




    1. Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacılar vekili 31.12.2010 harç tarihli dava dilekçesinde; davacıların desteğinin kendi sevk ve idaresindeki otomobil ile davalı şirket bünyesinde faaliyet gösteren diğer davalıların sürücüsü ve maliki olduğu otobüs ile çarpışması neticesinde vefat ettiğini ileri sürerek desteğin eşi... için 60.000,00TL, çocukları... ..., ... için 40.000,00’er TL, babası...ve annesi ... için 30.000,00’er TL, kardeşleri .... ve... için 20.000,00’er TL olmak üzere toplam 440.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalılar vekili 28.01.2011 havale tarihli cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde kusurları bulunmadığını ve talep edilen miktarların fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    6. Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.12.2012 tarihli ve 2012/426 E., 2012/452 K. sayılı kararı ile; kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki aracın %90, davalı tarafın sevk ve idaresindeki aracın %10 oranında kusurlu bulunduğunun kabulü ile; davacılar... ... ve..." in her biri lehine 4.000,00’er TL, ... ve ..."ın her biri lehine 1.000,00’er TL, ... ve..."nin her biri lehine 500,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11.12.2010 tarihinden itibarın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.

    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 13.05.3014 tarihli ve 2013/7346 E., 2014/7540 K. sayılı kararı ile; oluşa uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporundaki kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük olmadığı belirtilerek davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ve takdir olunan manevi tazminatın çok düşük olduğu, hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı davacılar yararına bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2015 tarihli ve 2015/944 E. 2015/1194 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacılar yararına takdir olunan manevi tazminatın çok düşük olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
    13. Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları zarar, fiil, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun (BK) 47. [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) 56] maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak tazminatın takdirinde etkili olabileceği 22.6.1966 tarihli ve 1966/7 E., 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    14. Yine dava tarihi itibariyle uygulanması gereken mülga BK"nın 47. maddesi hükmüne göre hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat ne de cezadır, çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir yaptırım da değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O hâlde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
    15. Manevi tazminat duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nisbetinde iadesini amaçladığından, hâkim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
    16. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, olayın meydana geliş şekli ve ağırlığını, varsa maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (HGK’nın 28.05.2003 tarihli ve 2003/21-368 E.,2013/355 K.; 23.06.2004 tarihli, 2004/13-291 E., 2004/370 K. ve 19.06.2013 tarihli ve 2013/21-20 E., 2013/868 K., 02.10.2018 tarihli ve 2017/1096 E., 2018/1384 K. ). Zira hâkim bu hususlar objektif bir biçimde ortaya koyduğunda gerekirse manevi tazminata hükmetmeyebilecektir.
    17. Somut uyuşmazlık bakımından zarar görenin ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, olayın meydana geliş şekli ve ağırlığı dikkate alındığında yerel mahkemece; 22.06.1966 tarihli ve 1966/7 E., 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde açıkça vurgulanan TBK"nın 56. (BK"nın 47.) maddesindeki özel hâller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmiş olduğu görüldüğünden direnme hükmünün takdir edilen manevi tazminat miktarı bakımından uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
    18. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; manevi tazminatın zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesinin amaçlanması ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önüne alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmasının gerektiği, manevi tazminatta kusurun ancak tazminatın takdirinde etkili olabileceği, manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartların her olaya göre değişebileceği, hâkimin bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesinin gerektiği, bu hususlar dikkate alındığında mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olarak kabul edilebileceği ve direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği yönünde ileri sürülen görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca kabul edilmemiştir.
    19. O hâlde, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarı yerinde olup direnme kararı manevi tazminat miktarı bakımından onanmalıdır. Direnme konusu dışında bulunan davacılar vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz istemi ise Özel Dairece incelenmelidir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA oy çokluğu ile,
    Davacılar vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz isteminin incelenmesi için dosyanın 17. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE oy birliği ile,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440/III-1. maddesi uyarınca, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.06.2020 tarihinde kesin olarak karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi