19. Hukuk Dairesi 2013/4076 E. , 2014/1928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ve davalı şirket yetkili temsilcisi... ve davalı şirket vekilleri Av. ... ve Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı şirket yetkili temsilcisi ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalı ile Samsung Marka cep telefonu temini için 04.01.2008 tarihli sözleşmenin akdedildiğini ve buna ek olarak taahhütname ve teknik şartname imzalandığını, davalının teslim tarihlerinde mutabık kalınan miktarda telefonu teslim etmediği takdirde, sözleşmede ifa yükümlülüğü baki kalmak kaydıyla her teslim için ayrı ayrı geçerli olmak üzere ilk gün için 250.000 USD tutarında gecikilen her gün ise ayrıca 100.000 USD tutarında cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, davalının sözleşmeye konu ürünleri süresinde veya hiç yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan 23.650.000 USD tutarında cezai şart alacağı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 USD"nin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı olarak ürünlerin teslimini geciktirdiği düşünülse dahi bu halde de davacının cezai şart alacağı talep etme hakkı bulunmadığını davacının mal teslim alırken herhangi bir kayıt dermeyan etmeden ifayı kabul ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının edimini taahhütnamede belirtilen tarihler de davacıya teslim etmediği, davacının cezai şart talep hakkının mevcut olduğu davacının talep edebileceği cezai şart tutarının 16.800.000 USD olarak hesaplandığı, davacı talebinin 10.000 USD olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fzalaya ilişkin istem saklı kalmak koşulu ile 10.000 USD"nin 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi hükmü uyarınca USD faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacı şirkete ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.01.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Taraflar arasında imzalanan 04.01.2008 tarihli sözleşmenin ardarda teslimli mal satış sözleşmesi olduğu ve bu sözleşmeye eklenen taahhütnamenin 3.1.a maddesiyle B.K."nun 158/2 maddesi anlamında ifaya eklenen cezai şart düzenlemesi getirildiği ancak davacının davalı tarafından kendisine ardarda yapılan mal teslimi şeklindeki ifayı çekincesiz olarak (ihtirazı kayıt ileri sürmeden) kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda B.K."nun 158/2 maddesinin 2. cümlesi gereğince davacının artık davalıdan cezai şart alacağı talep etmesi mümkün değildir.
Ayrıca taraflar arasındaki 04.01.2008 tarihli sözleşmenin 14. maddesindeki düzenlemenin, davacıyı B.K. "nun 158/2 maddesinin 2. cümlesinde yazılı ifayı çekinceli olarak kabul etme (ihtirazı kayıt ileri sürme) külfetinden kurtardığı şeklinde değerlendirilmesi de mümkün değildir.
Bu nedenle kararının gerekçesinde bu hususları tartışmayan yerel mahkeme kararının belirtilen hususlar üzerinde durularak varılacak sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerektiğine işaretle bozulması gerekirken; yerel mahkeme kararının onanması yerinde olmamıştır.
Bu itibarla saygıdeğer çoğunluğun onama görüşüne katılamıyorum. 27.01.2014