14. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2534 Karar No: 2020/2378 Karar Tarihi: 27.02.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/2534 Esas 2020/2378 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2019/2534 E. , 2020/2378 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.02.1998 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.02.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili; davalı ..."nın ... 6. Noterliğinin 04.05.1972 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 936 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 250/60000 hissesini davalı..."ya satışı vaadinde bulunduğunu, davalı ..."nın da bu taşınmazdaki hissesini ... 2. Noterliğinin 03.04.1996 tarihli temliknamesi ile davacıya temlik ettiğini, taşınmazın davacıya teslim edildiğini belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... davaya itirazı olmadığını, diğer davalıdan satış vaadi sözleşmesi ile aldığı payın 250/60000 payını davacıya temlikname ile sattığını, bedelini aldığını belirtmiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar Dairemizin 05.12.2013 tarihli, 2013/12410 Esas - 2013/15211 Karar sayılı ilamı ile "...Mahkemece, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan davanın esastan sonuçlandırılması doğru görülmemiş..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalılar ... ve Gölören Vlora temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olaya gelince; mahkemece dava konusu taşınmazda davalılar (muris ...) adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiş olup, 936 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına göre muris ... ve mirasçılarının payı bulunmadığı anlaşıldığından, infaza elverişli bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.