11. Hukuk Dairesi 2013/7073 E. , 2014/444 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.12.2012 tarih ve 2012/81-2012/ 622 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin davalı şirketin hissedarları, müvekkili ...’ün de aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, 11.11.2011 tarihinde davalı şirketin çoğunluk diğer hissedarlarınca ve davalı şirket adına teşekkül etmeyen yönetim kurulundan birkaç kişinin kendi aralarında aldıkları bir kararla, usulüne uygun bir çağrı yapılmaksızın olağanüstü genel kurul toplantısı adı altında bir toplantı yapılarak alınan kararların bir kısmının ticaret sicilinde yayınlandığını, ancak toplantının yok hükmünde olduğunu, toplantının usulsüz olduğu şeklinde müvekkilince yapılan itirazların dikkate alınmadığını, davalı şirket ana sözleşmesiyle yönetim kurulu 3 ya da 5 üyeli olarak tanzim edilmiş olmasına rağmen buna aykırı olarak mevcut yönetim kurulunun 4 kişiden oluştuğunu, ortada geçerli bir yönetim kurulu toplantısı ve bu toplantıda alınmış usulüne uygun bir genel kurul çağrısının bulunmadığını ileri sürerek, davalı şirketin 11.11.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitini, bunun kabul edilmemesi halinde alınan kararların ana sözleşmeye, yasaya ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılıkları sebebi ile iptallerini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, genel kurul toplantısına dair davetin 19.10.2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, davetin de tüm pay sahiplerine taahhütlü posta yolu ile bildirildiğini, müvekkili şirketin kurulduğu tarihten itibaren davacılardan ..."ün de aralarında bulunduğu 4 kişilik yönetim kurulu ile temsil ve ilzam olunduğunu, müvekkili şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinde “en az 3 üyeden oluşur” ibaresinin bulunduğunu, dava konusu toplantıda kabul edilen ana sözleşme değişikliğinin yasaya, ana sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına uygun olduğunu, şirket ana sözleşmesinde imtiyazlı pay düzenlemesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre, davacıların dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısına asaleten ve vekaleten katıldıklarından çağrıda usulsüzlük iddiasına dayanılamayacağı, davacılarca iptal talebinde bulunulabilmesi için alınan kararlara red oyu vermeleri ve karardan sonra muhalefet şerhi yazdırmalarının gerektiği ancak, davacıların katıldıkları genel kurul toplantısında hiç oy kullanmadıkları ve tutanağa muhalefet şerhlerini yazdırmadıkları, kararlar oylanmadan önce verilen muhalefet dilekçesinin karara muhalif kalındığını göstermediği gibi, peşinen muhalefetin de geçersiz olduğu; yönetim kuruluna aday gösterme hakkının esas sözleşme ile tanındığı, dava konusu şirket ana sözleşmesinin 14. maddesinin değişikliğine ilişkin alınan karar, davacılar yönünden imtiyazlı payların haklarını ihlal eden mahiyette bir sözleşme değişikliği olduğundan bu genel kurul kararının imtiyazlı pay sahipleri özel genel kurulunda onanmadıkça askıda kalan bir karar niteliğinde olacağı ve icra kabiliyetinin bulunmayacağından alınan bu kararın başka bir nedenden dolayı iptali gerekmez ise yasaya ve ana sözleşmeye uygun nisaplarla alınmış bir karar olduğundan iptali yoluna gidilemeyeceği, imtiyazlı paylar genel kurulunun karar alması gereken bir konuda henüz bir karar alınmamış olmasının söz konusu genel kurul kararının iptaline sebep olmayıp sadece infazının gerçekleşmeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz istemine gelince; dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup mahkeme ilamı davalı vekiline 06.02.2013 tarihinde, davacılar vekilinin temyiz dilekçesi ise 25.02.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup, karar davalı vekili tarafından gerek 15 günlük yasal temyiz süresi, gerekse katılma yolu ile temyiz için öngörülen 10 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 11.03.2013 günü temyiz edilmiştir. 1086 sayılı HUMK"nın 432/4. maddesi uyarınca süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.03.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da bu yönde karar verebileceğinden, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz isteminin, HUMK"nın 432/4. madde hükmü gereğince süre yönünden REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 10.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.