MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğu kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : 1-Sanıklardan ... hakkında verilen kasten öldürmeye teşebbüs hükmüne yönelik istinaf başvurusunun;
2- a) Sanık ... hakkındaki mahalli mahkeme kararının kaldırılmasına,
b) Sanık ..."ün üzerine atılı suçu işlediği sabit olmamakla CMK"nin 223/2-e maddesi gereğince beraatine.
TEMYİZ EDENLER : Katılanlar vekili, sanık ... müdafii

TÜRK MİLLETİ ADINA

Mağdurların tüm tedavi evrakları ve grafilerinin getirtilmesinden, dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilerek yaraların niteliği, iç organlarda hasar oluşturup oluşturmadığı ve ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı, duyu organ işlev kaybı, zayıflaması, yüzde sabit iz olup olmadığı yönünde rapor aldırılmasından sonra hukuki durumunun ve TCK"nin 35/2. maddesi uyarınca yapılacak uygulamanın tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiş ise de; katılanların bu sanığa yönelik temyiz istemlerinin bulunmaması nedeniyle aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık ... hakkında, mağdurlar ... ve ...’a kasten öldürmeye teşebbüs, mağdurlar ...,... ve...’a karşı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükmünün sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede;... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 23.11.2017 tarih 2017/2323 esas 2017/2762 karar sayılı kararında eleştiri nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin duruşma ve dilekçelerinde; eksik incelemeye, suç vasfına, TCK’nin 62, 29, 30 ve 21/2. maddelerinin uygulanması gerektiğine, mağdur katılan vekilinin sanık ... yönünden mahkumiyet gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının ESASTAN REDDİNE, oy birliği ile,
Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ...’a kasten öldürmeye teşebbüs, mağdurlar ...,... ve...’a karşı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs eylemlerinden verilen beraat kararlarının incelenmesinde; sanık ... ve mağdur katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın olay günü dayısı olan diğer sanık ... ile birlikte, sanığın kullandığı araçla seyir halindeyken, sanık ...’in mağdurların kullandığı aracın önünü kestiği ve sanık ...’in araçtaki av tüfeğini alarak mağdurların bulunduğu araca ateş ettiği, mağdurların bulunduğu aracın gitmesi üzerine sanık ...’in tüfeği sanık ...’e verdiği sanık ...’in ise tüfeği inşaatın yanındaki kum yığınına attığı anlaşılan olayda;
1-Sanık hakkında diğer sanık ..."in eylemine TCK’nin 39. maddesi kapsamında katıldığı sabit olmakla, mahkumiyet hükümleri kurulması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi,
2-Mağdurların tüm tedavi evrakları ve grafilerinin getirtilmesinden, dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilerek yaraların niteliği, iç organlarda hasar oluşturup oluşturmadığı ve ayrı ayrı hayati tehlikeye neden olup olmadığı , duyu organ işlev kaybı, zayıflaması, yüzde sabit iz olup olmadığı yönünde rapor aldırılmasından sonra hukuki durumunun ve TCK"nin 35/2. maddesi uyarınca yapılacak uygulamanın tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, 5271 sayılı CMK"nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 304/2. maddesi uyarınca dosyanın Silifke Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, sayın Üye ...’in sanığın eyleminin TCK’nin 37. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin karşı oyu ile 29/09/2020 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY:

Sanık ...’in, dayısı olan diğer sanık ... ile katılanlar arasında husumet bulunduğu, olay günü katılanların içerisinde bulunan aracın kırmızı ışıkta durması üzerine sanık ... ve aracı kullanan diğer sanık ...’in katılanların bulunduğu aracın önünü kestiği, sanık ...’in aracın arka koltuğundan aldığı tüfek ile katılanların aracına ateş ettiği anlaşılan olayda; sanığın kolluk ifadesinden de anlaşıldığı üzere; araçtaki tüfeğin açıkta bulunduğu ve sanığın araçtaki tüfekten haberdar olduğu, araç içerisinde katılanların olduğunu bildiği ve dayısı olan diğer sanığın tüfeği alırken küfür ederek katılanı öldürme kastını dile getirdiğini duyduğu buna rağmen araçtan inerek katılanların bulunduğu araca yöneldiği, önünde durduğu katılanların kaçması üzerine arkalarından gittiği sonrasında diğer sanık ...’den tüfeği alarak, inşaatın yanınıdaki kum yığınına attığı dikkate alındığında sanık ...’in diğer sanığın eylemini ortak suç işleme kararına bağlı olarak, fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmak suretiyle katıldığı anlaşılmakla, TCK"nin 37/1. maddesi uyarınca sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

Muhalif Üye
...

29/09/2020 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ...ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... ... müdafii Avukat ...in yokluğunda 08/10/2020 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.