16. Hukuk Dairesi 2016/6680 E. , 2016/5426 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ...Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacıların murisi Alime Eray adına kayıtlı bulunan eski 165 ada 15 parsel sayılı 13.310,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada-parsel numarasıyla ve 12.060,08 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı bulunan eski 165 ada 14 parsel sayılı 14.362,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada-parsel numarasıyla ve 13.210,10 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı bulunan eski 165 ada 17 parsel sayılı 19.957,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada-parsel numarasıyla ve 24.804,91 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 165 ada 16 parsel sayılı 12.484,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, aynı ada-parsel numarasıyla ve 8.146,44 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacılar ..., ... ve ..., uygulama kadastrosu sırasında murisleri adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 165 ada 14 ve 17 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 165 ada 14, 15, 16 ve 17 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen ve yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ve harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının kesinleşen tesis kadastrosundan kaynaklanan mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve bu nitelikteki mülkiyet uyuşmazlıklarının kadastro mahkemesinde tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; mahallinde yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunda, davacı tarafa ait 165 ada 15 parsel sayılı taşınmaz ile davacıların husumet yönelttiği ve aralarında sınır ihtilafı bulunduğunu belirttiği davalı tarafa ait 165 ada 16 ve 17 parseller arasındaki sınırın zeminde ölçülen sınıra göre oluşturulduğu ve oluşturulan bu sınırların tesis kadastro sınırlarına uygun olduğu, 15 sayılı parselin alanındaki eksilmenin ise taşınmazın batı sınırında bulunan orman parselinden kaynaklandığı belirtilmiş olmasına rağmen çakıştırılmış haritada gösterilen ve uygulama kadastrosu ile oluşturulduğu anlaşılan taraflara ait parseller arasındaki kırık noktalarının hangi nedenle oluşturulduğu, davacı tarafa ait 165 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki yüzölçümü eksilmesinin hangi nedenden kaynaklandığı yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı şekilde ölçü çizelgesi, hesap cetveli, ölçü krokileri, ada raporu, orto foto ve uydu fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle bilimsel verilere dayalı olarak açıklanmamış, soyut anlatımlarla yetinilmiştir. Diğer taraftan, davacılar dava dilekçesiyle, 165 ada 17 parsel malikleri ile 165 ada 16 parsel maliki ... mirasçılarına husumet yönelterek, murisleri adına kayıtlı 165 ada 15 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümündeki eksilmenin ... adına kayıtlı 165 ada 14 parsel ile diğer davalılar adına kayıtlı 165 ada 17 parselden kaynaklandığı iddiasıyla dava açmış, duruşmada ise davacı ..., 16 ve 17 parseller ile olan sınırın düzeltilmesini talep ettiklerini belirtmiştir. Tapu kayıtlarından ..."ın 165 ada 14 değil, 16 parsel maliki olduğu, keşif anında da davacıların yer gösteriminden ihtilafın 16 ve 17 parsellerden kaynaklandığının anlaşılması karşısında, mahkemece davaya konu olmayan ve kayıt malikleri davada taraf olmayan 165 ada 14 parsel sayılı taşınmaz hakkında da hüküm kurularak davacılar aleyhine durum yaratılması da doğru olmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve uygulamaya dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.