11. Hukuk Dairesi 2013/11312 E. , 2014/425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/10/2010 tarih ve 2008/66-2010/404 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, mahkeme kararı Dairemizin 2011/2136 E.-2013/3051 K. sayılı kararı ile onanmış isede duruşma günü davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden onama kararı Dairemizin 01.11.2013 tarihli kararı ile kaldırılmış ve duruşma için yeniden belirlenen 10/01/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ....ile davalılardan ... San. Ltd. Şti. vekili Av.... dinlenildikten ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin cebri icra yoluyla satın aldığı "..." ibareli markanın davalı tarafından kullanıldığının öğrenilmesi üzerine davalıya ihtarname gönderildiğini, davalı tarafın markanın önceki marka sahibi ile imzalanan marka lisans sözleşmesine istinaden kullandığını bildirdiğini, ancak önceki marka sahibi ile davalı arasındaki marka lisans sözleşmesinin müvekkilini bağlamayacağını, Borçlar Kanunu hükümlerine göre lisans sözleşmelerinin ücretsiz düzenlenemeyeceğini, bu konuda kıyasen kira sözleşmelerine ilişkin hükmün uygulanması gerektiğini, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki KHK"nın 20. maddesine göre marka hakkının lisans sözleşmesi ile devredilebileceğini, 21. maddesi uyarınca lisans sözleşmelerinin kanuna aykırı olamayacağını, dava konusu lisans sözleşmesinin mevzuatın aradığı şartları taşımadığını ileri sürerek, davalı ile önceki marka sahibi arasındaki lisans sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini ve ... tarafından yapılan şerh ve ilan isteminin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile önceki marka sahibi dava dışı ... Ayakkabı Endüstri ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan lisans sözleşmesinin 01.04.2004 tarihinde markalar siciline tescil olunduğunu, sözleşme uyarınca markanın kullanım hakkı müvekkiline verilmesine rağmen, markanın cebri icra yolu ile satıldığını, ancak müvekkilinin yaptığı lisans sözleşmesinin geçerli bulunduğunu, sicile işlenmiş olduğu için de 3. kişilerin bundan haberdar olduklarını, davacının markaları icra yolu ile satın alırken bu durumdan haberdar olduğunu, davacının da dava dışı ... Ayakkabı Endüstri ve Tic. A.Ş. ile aynı mahiyette sözleşme imzaladığını, sözleşmenin yasal şartları taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin, önceki marka sahibi ... Ayakkabı Endüstri Tic. A.Ş. ile 11.06.2003 tarihinde Marka Lisans Sözleşmesi imzalayarak "..." ibareli markanın "... Spor, .... Spor Bot ve ..." modellerinin "..." markası altında imal, pazarlama, satma, kullanma hak ve yetkilerini hukuki vecibeleriyle birlikte devir aldığı, sözleşmeyi usulüne uygun olarak imzaladıktan sonra 01.04.2004 tarihinde ... Markalar Dairesi Başkanlığı nezdindeki markalar siciline şerh ve ilan verdirdiği, böylelikle lisans sözleşmesinden davacının da haberdar olduğu, iptali istenen marka lisans sözleşmesinin hukuka uygun ve geçerli bir sözleşme olduğu, sözleşme hükümleri uyarınca ancak yeni bir lisans sözleşmesiyle fesih olunmasının mümkün bulunduğu, davacının, iptalini istediği lisans sözleşmesinden yaklaşık 2 yıl sonra 19.10.2005 tarih ve 37986 tarihli Marka Lisans Sözleşmesi ile aynı markanın (195307 sayılı) tescil kapsamındaki "... Sport, .. ... ve ... İş İhtisas Ayakkabı" modellerinin tamamı ve bu gruptaki ayakkabılara ait yeni modellerinin yapılması ve "..." markası altında markalandırılması, imal, pazarlama, satma ve kullanma hak ve yetkilerini devraldığı, yine bu lisans sözleşmesinin de süresiz ve ücretsiz olduğu dikkate alındığında, başkasıyla yapılan sözleşmenin feshini istemesinin çelişkili davranış yasağının ihlali anlamına geldiği ve MK 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirket"e verilmesine, alınmadığı anlaşılan 79,50 TL temyiz başvuru harcı ile 25,20 TL temyiz ilam harcı peşin yatırılmış olan 50,45 TL harcın mahsubuyla eksik kalan 54,25 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.