Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/3233 Esas 2010/3701 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3233
Karar No: 2010/3701
Karar Tarihi: 05.04.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/3233 Esas 2010/3701 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/3233 E.  ,  2010/3701 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.03.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, davalıya olan 22.000,00. TL borcu sebebiyle 180 ada 1 parsel numaralı taşınmazda payı üzerine konulan ipotek şerhinin bedelin ödenmesi koşuluyla kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
    Davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856.maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
    Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmazın maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
    Somut olayda; 18.03.2004 tarihli ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden davacı ...’a ait taşınmaz üzerinde yirmiiki milyar bedelle 30.05.2004 tarihine kadar bila faizsiz ipotek tesis edilmiştir. Açıklanan niteliğe göre ipotek kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875.maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın gecikme faizinin icra takibi yapılmışsa, takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
    Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğünün 31/son maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümünün tapu kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir.
    Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığı takip dosyasını getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükümlerini gözetmek suretiyle alacaklının anapara dışında isteyebileceği gecikme faizi ile (vade tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için ipotek bedeli faizini hesaplatmak) icra takibi giderlerini de bilirkişiye hesaplatmak, davacı tarafından yapılan ödemeler de dikkate alınarak toplam alacağı davacıya depo ettirerek ipotek şerhini terkin etmek, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar vermekle beraber ödenen bölümün tapu kütüğünün düşünceler sütununda gösterilmesine karar vermek olmalıdır.
    Açıklanan yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, 05.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.