Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/316
Karar No: 2020/2374
Karar Tarihi: 27.02.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/316 Esas 2020/2374 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2020/316 E.  ,  2020/2374 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.09.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 08.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, 438 ada 31 sayılı kadastral parsel sayılı taşınmazın, Yakutiye Belediye Başkanlığının, 04.03.1997 tarih, 157 No"lu Encümen Kararı ile imar parseline dönüştürüldüğünü; ancak anılan imar planının, Erzurum İdare Mahkemesinin, 1999/920 Esas, 1999/1496 Karar sayılı ilamı ile iptal edilip, iptal kararının kesinleştiğini ileri sürerek; imar parsellerinin tapu kaydının iptali ile kadastral parsele dönülmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazlarla ilgili daha evvel Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/628 Esas sayılı dosyası üzerinden açılmış ve halen derdest olan tapu iptali ve tescil davası bulunduğundan davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
    O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
    Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
    Somut olaya gelince; davacı, 438 ada 31 sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Derdest olduğu söylenen Erzurum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/628 Esas sayılı dosyada davacının dayandığı taşınmaz 438 ada 32 sayılı parseldir. Bu durumda, derdestlik söz konusu olamayacağından, derdestlik nedeniyle davanın reddi kararı doğru değildir.
    Öte yandan, dava konusu 438 ada 31 parsel sayılı taşınmazın, Yakutiye Belediye Başkanlığının, 04.03.1997 tarih, 157 nolu Encümen Kararı ile imar uygulamasına tabi tutulduğu; ancak, Erzurum İdare Mahkemesinin, 29.12.1999 tarih, 1999/920 Esas, 1999/1496 Karar sayılı ilamı ile, yapılan bu uygulamanın iptaline karar verildiği ve kararın deracattan geçerek kesinleştiği, daha sonra dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede Yakutiye Belediye Başkanlığının, 26.02.2008 tarih 59 No"lu Encümen Kararı ile ikinci defa imar düzenlemesi yapıldığı ve 7492 ada 2 ve 3 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğu ve halen bu imar sicil kayıtlarının hukuki geçerliliğini koruduğu anlaşılmaktadır.
    O halde imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanağı olan idari işlem idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi