12. Ceza Dairesi 2014/19966 E. , 2016/428 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Tüm sanıklar hakkında; 5271 sayılı CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili ile vekalet ücreti yönünden sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekili ile sanık ... müdafinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki ... yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki ... ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete"de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki ... ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyentaşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde;... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 06/04/1990 tarih ve 623 sayılı kararı ile belirlenen 1. derece arkeolojik sit alanı iken, aynı kurulun 25/02/2000 tarih ve 5961 sayılı kararı ile kentsel arkeolojik sit alanına dönüştürülen bölge içerisindeki “rıhtım” vasıflı 1469 parsel ile üzerinde sivil mimarlık örneği bulunan 320 parsel sayılı taşınmazlarda gerçekleştirilen uygulamalara ilişkin olarak;
Sanık ..."nun savunmasının alınması, suça konu 1469 ve 320 parsellere ait tapu kayıtları getirtilerek, taşınmazların hukuki durumlarının belirlenmesi, ... Köyü - ...Evi - ... mevkii arasındaki isale hattının yenilenmesinin uygun olduğuna ve uygulamanın ilgili müze denetiminde yapılmasına yönelik 25/01/2007 tarih ve 2687 sayılı kurul kararı ile anılan karara istinaden icra edilen iş ve işlemlere dair tüm bilgi, belge ve fotoğrafların getirtilmesi, olay yerinde keşif yapılarak, isale hattının yenilenmesi sürecinin ne şekilde geliştiğinin, kurul kararlarına göre hareket edilip edilmediğinin, 20/10/2008 tarihli kurul uzman raporunda sözü edilen taş kaplamaların, isale hattı yenileme işi sırasında sökülmüş taşların yerlerine konulmasına yönelik olup olmadığının, bu kapsamda, taş kaplama yapılan yerler tespit edilerek, bunların isale hattı güzergahında bulunup bulunmadığının, gerçekleştirilen çalışmanın, kentsel arkeolojik sit alanına ve tescilli taşınmaz ile anılan taşınmazın yer aldığı 320 parsele zarar verip vermediğinin tereddütsüz şekilde belirlenmesi, kurul uzmanlarınca tespit edilen taş döşeme işinin, otel işletmecisi olan sanıklar tarafından yaptırılıp yaptırılmadığının, bahse konu çalışmayı sanıklar yaptırmışlarsa, kendiliğinden mi harekete geçtiklerinin yoksa belediye, il özel idaresi, müze, muhtarlık gibi kamu kurumlarından ya da kamu görevlilerinden aldıkları izne dayanarak mı faaliyete başladıklarının araştırılması, bu çerçevede, soruşturma aşamasında ifadesine başvurulan muhtar ..."ın konu ile ilgili bilgi ve görgüsünün detaylıca tespit edilmesi;
Sanık ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25/11/2010 tarih ve 2010/981 sr. sayılı iddianamesi ile açılan dava dosyası ile sanık ..."nun 20/07/2012 tarihli savcılık ifadesinde sözünü ettiği ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/226 Esas sayılı dosyası getirtilerek, bahse konu dosyalarda görülen davaların, incelenen dosyadaki dava ile ilgisi bulunup bulunmadığının belirlenmesi;
Diğer yandan, bölge tesciline dair 06/04/1990 tarih, 623 sayılı ve 25/02/2000 tarih, 5961 sayılı kurul kararlarının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğinin araştırılması, gerek aşamalardaki savunmalar gerekse dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte dikkate alınarak, sanıkların, 15/10/2008 suç tarihi itibariyle, bölgenin kentsel arkeolojik sit alanı niteliği taşıdığını bilecek durumda olup olmadıklarının değerlendirilmesi;
Böylece suçun maddi ve manevi unsurları bütünüyle ortaya konulduktan sonra ulaşılacak kanaate göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik soruşturma ve 6498 sayılı Kanun değişikliğine yönelik hatalı değerlendirme ile, ilana ilişkin herhangi bir araştırma olmadığı halde, “tebligat ve ilan yapılmadığı” şeklindeki gerekçeye dayanılarak beraate dair hüküm tesisi kanuna aykırı,
2- Gerekçeli karar başlığında katılan kurumun “...”, suç tarihinin “20/07/2012” şeklinde gösterilmesi,
İsabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.