12. Ceza Dairesi 2014/23307 E. , 2016/424 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete"de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu"nun 11/09/1975 tarih ve 157 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescilli taşınmazın ön ahşap kaplamasına, yan parsel kiracısı tarafından duvar inşa edildiğinin tespit edilmesi üzerine sanık hakkında dava açıldığı, 06/05/2013 tarihinde yapılan keşif sırasında davaya konu duvarın kaldırılmış olduğunun belirlendiği, arkeolog ve inşaat bilirkişilerin, duvarın tescilli kültür varlığına zarar vermeden kaldırılmış olduğu yönünde rapor tanzim ettiklerinin anlaşılması karşısında, “7201 Sayılı Kanun uyarınca yapılacak tebligat, bu tebligatın mümkün olmaması halinde Resmî Gazetede ilan yoluyla duyuru ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle yayımlanma suçun unsuru haline getirilmiş bulunmaktadır” şeklindeki hatalı değerlendirmeye dayanılması, beraat hükmü netice itibariyle isabetli olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek, mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 15/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.