12. Ceza Dairesi 2015/14132 E. , 2016/419 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 12 - 2015/315351
Mahkemesi : Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 07/07/2015
Numarası : 2015/98-2015/402
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete"de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 26/06/2013 tarih ve 1825 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen Hüseyince Tepe Höyüğü"nün 400 metrekarelik kısmının tesviye edilerek düzeltildiği iddiasıyla sanık hakkında açılan davada, arkeolog bilirkişiler tarafından Müze Müdürlüğü"ne sunulan 28/09/2012 tarihli raporda, höyük kesitlerinde çok sayıda moloz taşlarla örülmüş eski konut temelleri ve bol miktarda seramik parçaları olduğunun, kesitlerde küp mezar parçalarının tahrip edildiğinin tespit edildiği, sanığın 31/10/2012 tarihli kolluk beyanında, 673 ve 674 nolu parsellerde höyük olarak nitelendirilen tarihi yerin kültür ve tabiat varlığı olduğunu bildiğini beyan ettiği, Dairemizin 26/12/2014 tarihli ilamı ile, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları arasında sayılan tümülüse zarar verdiği sabit olan sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin,“sanığın tesviye çalışması yaptırdığı 673 ve 674 nolu parseller ile ilgili herhangi bir sit kararının bulunmadığı, bu konuda herhangi bir duyurunun da olmadığı, tesviye edilen tepenin arkeolojik bulgu içerdiğine dair somut emarelerin de bulunmadığı” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve hatalı değerlendirme ile hüküm tesis edildiği belirtilerek hükmün bozulduğu, mahkemece, 07/07/2015 tarihli duruşmada bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, bu itibarla sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı ile ilan veya tebliğ zorunluluğu getirildiği şeklindeki hatalı değerlendirme ile yeniden beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.