MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile arasında olan borç ilişkisi neticesinde borçlu davalının 40.000,00 TL bedelli olarak bono verdiğini, bu bonoya ilişkin olarak 12/07/2013 tarihinde ... İcra Müdürlüğünün 2013/2279 esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü takip başlattığını, borçlunun bonoda keşide yerinin olmadığından ... 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/41 esas, 2013/62 karar sayılı dosyasında dava açtıklarını, mahkemenin davanın reddine karar verdiğini, temyiz edilen kararın Yargıtayca bozulduğunu, bozma ilamında senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı yönünde karar verildiğini, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının reddine, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Takip dosyasının dayanağının adi senet hükmündeki belgeye dayandığı, davalı (borçlu) tarafın ise imzayı ikrar etmesine rağmen yazıların kendisine ait olmadığını belirterek senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu beyan ettiği, ancak senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu yazılı bir delil ile ispat edemediğinden Mahkemece davanın kabulüne, takibe konu alacak likit (belirlenebilir) nitelikte olduğundan inkar tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Davalı dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ,davacının iş yerinde 2012 yılının mart ayından yıl sonuna kadar pazarlamacı olarak çalıştığını alacaklı işe başlayan her işçiden boş kambiyo senedi aldığını, kendisinden de miktarı belli olmayan bir senet aldığını, senetteki imzanın kendisine ait olduğunu ancak senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını beyan etmiştir. Buna göre davalının beyanlarında davacı ile arasında işçi işveren ilişkisinin olduğu iddia edildiğinden, 25.03.2019 tarihli ve 2019/3889 karar sayılı karar ile bu hususa ilişkin sözleşmenin aslı ya da onaylı suretinin gönderilmesi istenmiştir. Davacı beyanında davalının işçisi olarak çalışmadığını bildirmiştir. Davalı yan ise, aralarında sözleşme olmadığını ancak SSK işe giriş ve çıkışı bulunduğunu bildirerek SGK tescil hizmet dökümü dosyaya sunmuşsa da işe giriş tarihlerinin davacıya ait işyerine ait olup olmadığı anlaşılamamıştır. İşçi işveren ilişkisinin varlığı halinde Mahkemece görevsizlik kararı (İş Mahkemesi) verilmelidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Hal böyle olunca, mahkemece tarafların arasında işçi işveren ilişkisi olup olmadığı hususları yeterince araştırılmadan, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.