9. Hukuk Dairesi 2015/6594 E. , 2015/12708 K.
"İçtihat Metni"İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve icra inkar tazminatı taleplerinde bulunmuştur.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak;
"Yapılan yargılama, iddia, savunma, ... kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğünün 2012/2671 sayılı icra takip dosyası ile takip yapıldığı, ödeme emrinin davacıya 16/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 7 günlük yasal süre içerisinde 19/07/2014 tarihinde borca, faize ve davalı borçlunun ikametgahının bakırköy olduğu gerekçesiyle yetkili icra müdürlüğünün ... İcra Müdürlüğü olduğu gerekçesiyle yetkiye itiraz ettiği. İtiraz üzerine icra müdürlüğünce 20/12/2013 tarihinde durdurulduğu. Davacı tarafça icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi yönünde her hangi bir talepte bulunmaksızın mahkememizce itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun ya da olmasın mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenerek sonuçlandırılması gerektiği, itirazın iptali davasında İİK"nın 67. Maddesi gereğince belirtilen şartların yanında bu davanın görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli ve mevcut bir icra takibinin şart olduğu. Takip konusu borcun niteliğine göre icra takibinin 6100 sayılı HMK"nın 6. Ve İcra İflas Kanunun 50. Maddesi gereğince borçlu davalının ikametgahı olan ... İcra Müdürlüğünde açılması gerektiği, Bakırköy İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu ortada geçerli ve mevcut bir icra takibi olmadığından davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı olmadığından..." denmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5 inci maddesi uyarınca, iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme geçerli değildir.
İş mahkemesinin görevi kapsamında bulunan bir dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Türk Medeni Kanununun 19 uncu maddesi uyarınca, gerçek kişi yönünden yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturulan yerdir. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgâh olarak kabulü gerekir. Aynı Yasanın 49 uncu maddesi gereğince, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça, işlerinin yönetildiği yerdir (Yargıtay 9. H.D. 23.06.2008 gün ve 2008/17468 Esas, 2008/17262 Karar sayılı ilamı).
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı işyeri tanımına, 5521 sayılı Yasada yer verilmemiştir. İşyeri, 4857 sayılı İş Kanununun 2 inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.
İş veya toplu iş sözleşmesinin tarafları, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, 5521 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin emredici nitelikteki son cümlesi gereğince geçersizdir.
Deniz İş Kanununun 46 ncı maddesi uyarınca, adı geçen Yasa kapsamına giren gemiadamlariyle bunların işveren veya işveren vekilleri arasında bu Kanundan veya iş sözleşmesinden doğan davalar hakkında da, 5521 sayılı kanun hükümleri uygulanır. İş sözleşmesinde ayrıca bir hüküm yoksa dava, geminin bağlama limanında iş davalarını bakmaya yetkili mahkemede görülür”.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde yetki itirazı yapılmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir (Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2008/20378 Esas, 2008/12778 Karar sayılı ilamı).
5521 sayılı Yasanın yetkiyle ilgili bu düzenlemesi yanında, diğer bir kısım yasalarda da uyuşmazlığın çözümü için hangi iş mahkemelerinin yetkili olduğu konusunda düzenlemeler bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinde, komisyon kararı ile iş güvenliği yönünden işin durdurulması veya işyerinin kapatılması kararına karşı, işverenin yerel iş mahkemesine,
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 28 inci maddesinde, uluslararası nitelikteki bir kuruluşa üyeliğin iptali davasında, sendika veya konfederasyon merkezinin bulunduğu iş mahkemesine,
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 12 nci maddesi uyarınca, iş kolu istatistiklerine karşı ... iş mahkemesine,
Aynı Yasanın 15 inci maddesine göre, sendika yetki çoğunluğu tespitine dair kararlara, 16 ncı madde uyarınca Toplu İş Sözleşmelerinin hükümsüzlüğü, 46 ncı maddeye göre, uygulanmakta olan bir grev ve lokavtın kanun dışı olup olmadığının tespiti, 47 nci madde uyarınca, gereği grev ve lokavtın durdurulması, 51/4 maddesi gereğince, grevin sona erdirilmesi, 60 ıncı madde uyarınca Toplu İş Sözleşmesinin yorumu istemlerinin, işyerinin bağlı olduğu... Bakanlığı Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemeye, başvurulabileceği düzenlenmiştir.
İlamsız icra takiplerinde, borçlu ödeme emrine, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Ödeme emrine yapılan bu itiraz ile takip kendiliğinden durur. Takibin durması için icra dairesinin bir karar almasına gerek yoktur.
İcra takibinin durması üzerine, alacaklının icra takibinin kaldığı yerden devam etmesini sağlamak için iki yolu vardır. Buna göre, alacaklı isterse icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açar isterse genel mahkemelerde itirazın iptali davası açar.
Borçlu icra takibi sırasında, hem icra dairesinin yetkisine hem de esasa (borca) itiraz etmişse, alacaklı yalnız başına yetki itirazının iptali için itirazın iptali davası açamaz. Zira, yetki itirazını incelemek görevi yalnız icra mahkemesine aittir. Bu durumda (yani borçlu icra takibi sırasında, hem icra dairesinin yetkisine hem de esasa (borca) itiraz etmişse), alacaklı her iki itirazın da hükümden düşürülmesi (iptali) için itirazın iptali davası açabilir. Bu şekilde açılan davada mahkemece, icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz da incelenir. Mahkeme, alacaklının önce icra mahkemesine başvurup yetki itirazının kaldırılması hakkında bir karar almadan dava açamayacağı gerekçesiyle, itirazın iptali davasının reddine karar veremez.
İtirazın iptali davasında, yetki itirazı üzerine ya da yetkinin kamu düzenine ait olduğu ve mahkemece yetki konusunda resen inceleme yapılması gerektiği durumlarda, mahkemece yetki hususu incelendikten sonra aşağıdaki şekilde hareket edilmesi gerekir.
1- Mahkeme yetkili olduğu kanısına varırsa, bir ara kararla yetki itirazının reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, aynı zamanda icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın da reddine karar verilmesine gerek yoktur. Çünkü, mahkemenin icra aşamasında yapılan yetki itirazını inceleme yetkisi yoktur. Fakat, mahkemece bir ara kararla yetki itirazının reddedilmesiyle, icra aşamasındaki yetki itirazı da kendiliğinden reddedilmiş olmaktadır.
2- Mahkeme yetkili olmadığı kanısına varırsa, yetkisizlik kararı vermekle yetinir. Mahkemece, icra dairesinin de yetkisiz olduğu gerekçesiyle itirazın iptali davasının reddine karar verilemez.
Somut olayda, davacı iş bu davadan önce, aynı sebebe dayanarak ve aynı davalıya karşı ... icra dairesinde icra takibi başlatmış, davalının takibe itirazı üzerine takip durmuş, davacı itirazın iptali için ... İş Mahkemesi"nde dava açmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, davacının asıl işveren olan dava dışı ...."ne ait, ..."da bulunan işyerinde, alt işveren olan davalı şirketin işçisi olarak çalıştığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan inceleme ve tespitler kapsamında, gerek icra takibi gerekse itirazın iptali davası açısından yetkili mahkeme ... İş Mahkemesi"dir. Dolasıyla, icra takibinde ... İcra Müdürlüğü"nün yetkili olduğu yönündeki mahkeme tespiti yerinde değildir.
Mahkemece yapılması gereken, davacının talepleri hakkında esasdan bir karar vermektir. Hatalı tespit ve değerlendirmeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.