14. Hukuk Dairesi 2010/2586 E. , 2010/3665 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.09.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı 26483 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “... kızı ...” şeklinde yazılı kimlik bilgilerinin “...” soyadı eklenerek düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3- Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Eldeki davada, mahkemece nüfus müdürlüğünden kayıt maliki “... kızı ...” sorularak yapılacak araştırma yerine, ... ilçesi ... köyü, 133 cilt, 86 hanede ... ve ...’dan olma 27.02.1927 D.lu ... ... isimli bir başka kişi olup olmadığı sorularak yapılan araştırma ile , zabıta aracılığıyla yapılan araştırmada taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılacak yerde, ... mahallesi muhtarlığınca düzenlenen 23.12.2008 tarihli ve kayıt malikinin bu mahallede ikamet etmediği bildirilen ilmühaber içeriği doğrultusunda yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece, nüfus müdürlüğünden tapu kayıt maliki "... kızı ..." isimli bir kişinin olup olmadığı sorularak araştırma yapılmalı, zabıta aracılığıyla yapılan araştırmada, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka bir kişi bulunup bulunmadığı sorulmalı, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalı, açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Açıklanan nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, 05.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.