Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1004
Karar No: 2010/3646
Karar Tarihi: 02.04.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1004 Esas 2010/3646 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/1004 E.  ,  2010/3646 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.09.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, menfi tespit, alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, yüklenici davalı ... Sanayi A.Ş.’nin temlik işlemi nedeniyle 383 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 21 no’lu villaya ait tapu kaydının iptali ile adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde toplam 128.000,00 TL’den ibaret senetler sebebiyle yükleniciye borçlu olmadığının tespitini, senetlerin iptalini aksi halde yüklenici ile yapılan sözleşmenin feshini peşin ödemiş olduğu 202.000,00 TL’nın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı yüklenici savunmada bulunmamış, davalı arsa sahipleri ise yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, 14.10.2005 tarihli sözleşmenin de feshedildiğini, davacının akidi olmadıklarını, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Davada, alacağın temliki hükümlerine dayanılmaktadır. Bir tanımlama yapmak gerekirse alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile onu devralan üçüncü şahıs (davacı) arasında borçlunun (arsa sahibinin) rızasına ihtiyaç göstermeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akittir. Davacının temlik işleminden yararlanabilmesi, yüklenicinin arsasahiplerine karşı edimini bütünüyle yerine getirmesi koşuluna bağlıdır. Zira, başlangıçta temlik işlemine yabancı olan borçlu (arsa sahibi) temlik işlemine vakıf olduktan sonra Borçlar Kanununun 167.maddesinden yararlanarak asıl alacaklıya (yükleniciye) karşı ne gibi def’ilerde bulunacaksa bu def’ileri yeni alacaklıya (davacı üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir hale gelir. Nitekim somut uyuşmazlıkta, arsa sahibi davalılar 14.10.2005 günlü ve niteliği itibariyle arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi özelliğini gösteren sözleşmeyi yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini belirterek feshettiklerini ileri sürmüştür. Sözleşme feshedildiğinden, ne yüklenici ne de onun şahsi hakkını temlik ettiği üçüncü kişi (davacı) ayın talebinde bulunamaz.
    Kaldı ki, davacı ile yüklenici arasında yapılan 11.07.2006 tarihli sözleşmenin düzenlenmesinden sonra yüklenici ... Konut Sanayi A.Ş. 19.03.2008 tarihinde iflas etmiştir. Bilindiği üzere ticaret mahkemesinin iflasa karar vermesi anında borçlu hakkındaki iflas açılmış olur. İflas kararından önce müflisin temlik suretiyle yaptığı işlemlerden doğan borçları da dava konusu taşınmazın mülkiyeti ve ödenmemiş olan bir kısım senetler iflas masası elinde bulunduğundan, davacı ile müflis şirket arasındaki ilişki de davacı ile iflas masası arasındaki ilişkiye dönüşür. Bütün bunların dışında müflis ile iflastan önce yapılan ve müflisin temlik borçlusu olduğu sözleşmenin masadan aynen ifasının istenebilmesi için sözleşme ile kazanılan kişisel hakkın 2644 sayılı Tapu Kanununun 26.maddesinden yararlanılarak tapu siciline şerh verilmesi gerekir. Adi yazılı temlik işlemi alacağın temliki bakımından hüküm ve sonuç meydana getirir ise de, bu nitelikteki sözleşmenin tapuya şerh olanağı bulunmadığından, davacı masadan taşınmazın tescilini isteyemez. Böylelikle ayın talebinin yerini temlik işlemine konu taşınmazın iflas anında saptanacak değeri olan para alacağı alır ve dava sıra cetveline kayıt ve kabul davası olarak değerlendirilebilir. Keza, davacının diğer talepleri de bu taleple birlikte ancak görevli mahkemede incelenecektir.
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 4077 Sayılı Yasanın 23/II.maddesi uyarınca davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 02.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi