15. Ceza Dairesi 2018/2416 E. , 2018/4560 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : TCK’nun 245/1,43/1,168,53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan hükümlü hakkında talep edilen uyarlama yargılaması sonucunda verilen hüküm, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümlü hakkında dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonunda, 765 sayılı TCK"nun 504/3, 80, 59/2 uyarınca neticeten hükümlünün 1 yıl 11ay hapis ve 325 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın hükümlü tarafından temyiz edilmediği halde 5237 sayılı TCK"nun 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe girmesini müteakip dosyanın 5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca iade edilmesi sonrasında 31.8.2005 günü yapılan tensipte yukarda zikrolunan hükmü “temyiz etmemiş olan” ... de dahil edilerek yargılamaya devam olunup 15.12.2005 tarihinde hüküm kurulduğu, ancak “hukuki değerden yoksun bulunduğu” cihetle müdafiin ... hakkındaki 15.12.2005 gün ve 2005/471-412 E.K. sayılı hükme yönelik vaki temyiz isteminin Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 06.05.2008 tarihli ilamıyla reddine karar verildiği, 5237 sayılı Kanun"un yürürlüğe girmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında uyarlama talebinde bulunulduğu, bu kez mahkemece 22.04.2009 tarihli karar ile 5237 sayılı TCK"nın158/1-f, 43/1, 168, 62/1 uyarınca neticeten 1 yıl 15 gün hapis ve 1020 TL adli para cezasına hükmedildiği ancak hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, sanığın denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle 25/11/2014 tarihinde mahkemece hükmün açıklandığı, vaki temyiz üzerine hüküm Yargıtay 15. Ceza Dairesi‘nin 19/10/2017 tarih ve 2016/2830-20865 sayılı kararı ile, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 504/3. maddesinde öngörülen "nitelikli dolandırıcılık" ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın ise 245/1. maddesinde düzenlenen "banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması" suçunu oluşturduğu, 5252 sayılı Kanun hükümleri gereğince lehe yasanın belirlenmesinde karşılaştırmanın anılan kanunların belirtilen bu ve ilgili diğer hükümleri uygulanarak yapılması gerektiği" gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla; mahkemenin bozmaya uyarak yapmış olduğu uyarlama yargılaması sonucunda; 5237 sayılı TCK’nun 245. maddesi uyarınca uygulama yapılmasının sonuç ceza itibariyle hükümlü lehine olduğu şeklindeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, hükümlünün sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.06.2006 tarih ve 2006/10-124-165 sayılı kararında da belirtildiği üzere, hükümlü hakkında verilen ve kesinleşen karardan sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın lehe olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yapılan uyarlama yargılamasında, hükümlünün kazanılmış hakkı bulunmadığı gözetilmeksizin hükümlüye bozma öncesi yapılan uyarlama yargılamasında TCK’nın 158/1-f maddesinin uygulanması neticesinde hükmedilen 1 yıl 15 gün hapis 1.020 TL’nin kazanılmış hak olarak gözetilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan hükümlünün neticeten 1 yıl 15 gün hapis 1.020 TL adli para cezasıyla ilişkin kısmın tamamen çıkartılması; suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.