14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/3036 Karar No: 2010/3635 Karar Tarihi: 01.04.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/3036 Esas 2010/3635 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/3036 E. , 2010/3635 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.11.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı dava dışı Gençlik ve Spor Vakfı ile yapılan 30.07.2004 ve 15.4.2005 tarihli kira sözleşmelerine dayanarak davalının kiralanan alanı haksız işgal ettiğini müdahalesinin menini, haksız işgal nedeni ile şimdilik 2000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davacının dava açma ehliyeti olmadığını esas bakımından da davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu sahanın davada dayanılan 30.7.2004 tarihli sözleşme kapsamında kalmadığından bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Davada dayanılan 30.7.2004 ve 15.4.2005 günlü sözleşmeler niteliği itibariyle kira sözleşmeleridir. Sözleşmelerin kiralayan tarafı yukarıda belirtildiği gibi Gençlik ve Spor Vakfıdır. Kira sözleşmelerinin kiracıya kişisel hak sağlayacağı ve sözleşmenin tarafları arasında hüküm ve sonuç doğuracağı kuşkusuzdur. Borçlar Kanununun 249. ve aynı doğrultudaki 272. maddeleri uyarınca kiralayanın temel borcu kiralananı akitte güdülen amaca uygun bir şekilde kiracıya teslim etmek ve kira müddeti zarfında bu halde bulundurmayı sağlamaktır. Bu temel borcun ihlali halinde kiracı sözleşmeye dayanarak sözleşmenin ademi ifası sebebiyle tazminat talebinde bulunabilir ise de bu hak akit olmayan tarafa karşı ileri sürülemez. Diğer taraftan, kiralanan şey geçerli bir sözleşme ile kiracıya teslim edilmişse, ancak o zaman kiracı o şey üzerinde fer’i zilyet durumuna girer ve bu zilyetlik yasa tarafından korunur hale gelir. (TMK. m.974,981,984). Dolayısıyla kiralanan, kiracıya teslim edilmiş ise (kiracı fer’i zilyet durumuna girmişse) kira sözleşmesine dayanarak ancak o zaman kiralanana tecavüz eden üçüncü kişiye karşı elatmanın önlenmesi davası açabilir. Somut olaya gelince; dosyada toplanan bütün delillerden davacının kira konusu yere zilyet olmadığı, kiralanan sahanın davalı tarafından kullanılmakta olduğu saptandığına göre, davanın reddi açıklanan nedenlerle sonuç bakımından doğrudur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile yukarıda açıklanan gerekçeye göre davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile sonuç bakımından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 01.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.