Esas No: 2015/7263
Karar No: 2015/12681
Karar Tarihi: 31.03.2015
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/7263 Esas 2015/12681 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin, davalı şirketin işyerinde 01.12.2005 tarihinden itibaren en son Bölge Müdürü olarak çalıştığını, davacı işçinin 6 farklı ilacın 11 tıbbi tanıtım temsilcisi tarafından tanıtılmasından sorumlu olarak çalıştığını, 29.11.2013 tarihinde davacı işçinin iş sözleşmesinin sona erdirildiğinin bildirildiğini, davacı işçinin iş sözleşmesinin “sadakat borcuna aykırı davranışta bulunması” gerekçe gösterilerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e bendine istinaden bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedildiğini, fesih bildiriminde davacı işçiye isnat edilen eylemlerin doğru olmadığını, bu eylemlerin tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışan bir işçi tarafından gerçekleştirilmesinin de mümkün olmadığını, davacı işçinin görevinin ilaç satışı olmadığını, davacı işçinin davalı şirkette bölge müdürü olarak görev yaptığını, davacı işçinin görev bölgesinde olsa dahi, hangi eczanenin hangi ilaçtan kaç kutu aldığını bilmek, sormak, takip etmek gibi bir yetkisi olmadığını, satış rakamlarını kontrol etmenin tamamen işverenin tekelinde olduğunu, davacı işçinin ... şirketine ulaşmasının, verilerine etki etmesinin mümkün olmadığını, prim tahakkukunda bulanmanın tamamen işverenin tekelinde olduğunu, bazı tıbbi tanıtım temsilcilerinin aracılara para vermek suretiyle ... verilerinde oynama yaptığı, davacı işçinin de ağır ihmalinin olduğunun iddia edildiğini ve varsayıma göre davacı işçinin iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, davacı işçinin görev tanımına girmeyen ilaç satışı verilerinden sorumlu tutularak ağır ihmal iddiasıyla iş sözleşmesinin sona erdirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, üçer aylık dönemler için bölgelere göre satış hedefi belirlendiğini, satış hedefinin gerçekleşesi halinde o bölge çalışanlarına tamamen firma kriterlerine göre prim ödemesi yapıldığını, davalı şirketin satış kotasını belirleyen, satış rakamlarını kontrol eden ve sonuca göre prim tahakkuk ettiren davalı şirketin üst düzey yönetim kadroları olduğunu, davalı şirket tarafından 2013 Kasım ayında tüm Türkiye’de çalışan 350 tıbbi tanıtım temsilcisinin ve 40 bölge müdürünün iş sözleşmesini aynı iddialarla sona erdirildiğini, Türkiye’nin farklı illerinde çalışan 350’den fazla tıbbi tanıtım temsilcisinin aracılar vasıtasıyla ... verilerine müdahale etmesinin imkansız olduğunu, fakat davalı şirkette çalışan satış müdürleri, tanıtım müdürleri ve direktörlerin toplamda 21 kişi olup, tüm Türkiye’den ve ilaç satışından sorumlu olduğunu ve bunların Türkiye’deki tüm ilaç satışına göre prim aldıklarını, satış müdürleri, tanıtım müdürleri ve direktörler hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan sadece tıbbı tanıtım temsilcilerinin haksız prim kazancı aldığı ve bölge müdürlerinin de ağır ihmali olduğu iddiasıyla iş sözleşmesinin sona erdirilmesinin geçerli ve haklı bir neden olmadığını, Boş Bölge-Brick’lerde dahi .../depo çıkışı tutarsızlığının davalı şirketçe yapılan isnatların haksız olduğunu gösterdiğini, ayrıca ... verilerinde yer almayan ilaç deposu çıkışlarının olduğunu, davalı şirketin keyfi olarak fesih işlemini uyguladığını, davalı şirketin haksız prim ödemesi nedeniyle şirketin zarara uğratıldığını belirttiği bölge müdürlerinin bir kısmının “ağır ihmal”den sorumlu tutulmamasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile işverence yapılan feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde 8 aylık ücret tutarında tazminata hükmedilmesine, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için 4 aylık ücret ve diğer haklarının ödettirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı şirketin ilaç tanıtım ve satış işlemlerini Tıbbi Tanıtım Temsilcisi olarak adlandırılan çalışanlar aracılığı ile gerçekleştirdiğini, bölge müdürlerine bağlı olarak çalışan tıbbi tanıtım temsilcilerinin tanıtımından sorumlu oldukları ilaçların aynı zamanda satışının baz alındığı bir hesaplama ile prime hak kazandıklarını, davacı işçinin de davalı şirkette bölge müdürü olarak sabit ücret artı prim sistemi kapsamında çalıştığını, davalı şirketin de birçok ilaç firması gibi prime esas sayısal verilerin tespiti için uluslararası ... isimli şirketten hizmet aldığını, davacı işçinin de tabi olduğu prim sistemi çerçevesinde dönemsel bazda gerçekleştirilmesi istenen hedeflerin bireysel ... kutu hedefi (%60), Bireysel ... Pazar payı hedefi (%40) ve Bölgesel ... kutu hedefi (Bonus) olmak üzere 3 grupta toplandığını, bu hedeflerin birbirinden bağımsız nitelikte sayısal hedefler olduğunu ve satıştaki başarıyla birebir ilintili olduğunu, prim uygulamasından bağımsız olarak market indeks oranı %85’in altında olan çalışanların da performans takibi sürecine alındığını, ilaç firmalarının gelen siparişler üzerine ilaçlarını depolara sattığını, tıbbi tanıtım mümessillerinin de sorumlu oldukları ilaçların tanıtımlarını görev alanındaki bölgede yer alan doktor ve eczanelere yapmak suretiyle depolardaki ilaçların eczaneler tarafından tercihen alınmasını yani depolardan eczanelere satılmasını sağlamak olduğunu, depoların da eczanelerden gelen siparişler ile sağlanan satış bilgilerini ... ile imzaladıkları anlaşma gereğince ... isimli firmaya aktardıklarını, ... firmasının da depolardan gelen bilgileri ilaç firmaları ile paylaştığını, tıbbi tanıtım temsilcisinin sorumluğundaki ilaçların depolardan eczanelere çıkış miktarı ile prime esas alınan miktarı gösteren ... verilerinin aynı olması gerektiğini, ... çıkış miktarının depo çıkış-satış miktarından fazla olmasının satılmamış bir ilacın satılmış gibi gösterildiği anlamına geldiğini, tanıtım temsilcileri ve bölge müdürleri tarafından ... verilerinin haftalık olarak takip edildiğini, bölge müdürü olarak görev yapmış olan davacı işçinin görev ve sorumlulukları arasında hiyerarşik denetim ve gözetimi altında çalışan tıbbi tanıtım temsilcilerini denetlemek, onlara koçluk etmek, gelişime açık yönlerini tespit etmek, sorumlu oldukları bölgedeki ilaçlara ilişkin her türlü aşkın, olağan dışı ve suni satışı ilgili tanıtım müdürüne ve/veya bölüm direktörüne bildirmek ve pek tabi ki bunu yapabilmek için de hiyerarşik olarak denetim ve gözetiminde bulunan tıbbi tanıtım temsilcilerinin ... verilerini denetlemek görevlerinin yer aldığını, davalı şirketin bazı tıbbi tanıtım temsilcilerinin sorumlu olduğu ilaçların prime esas ... çıkışlarının depo çıkış miktarlarından fazla olduğunun 2013 yılı Ağustos ayında yapılan satış-pazarlama toplantısında fark edilmesi ve sonrasında yapılan ön araştırmalar sırasında 2013 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Ağustos, Eylül aylarında bazı tıbbi tanıtım temsilcilerinin aracı kişilere komisyon vermek suretiyle prime esas ... çıkışlarının depo çıkışlarından fazla gösterilmesini sağlayarak haksız prim kazandıkları yönünde ihbarlar alınması hatta ilk aşamada sözel olarak bazı tıbbi tanıtım temsilcileri tarafından itiraf edilmesi üzerine konunun detaylı araştırılması için bir soruşturma komisyonu oluşturulduğunu, komisyonun soruşturma konusu dönemi üç ayrı rapor hazırladığını, ilk dönem raporunun 13.11.2013 tarihinde hazırlandığını, bu süreçte depolardan satış verilerini alan ... adlı şirketten de sözlü ve yazılı bilgi talep edildiğini, şirket tarafından rakamların 7 depoda farklılık gösterdiğinin bildirildiğini, yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda davacı işçinin yöneticilik sorumluluğunu üstelendiği bölgede çalışan ve dolayısıyla davacı işçinin hiyerarşik gözetim ve denetiminde bulunan tıbbi tanıtım temsilcileri de dahil prime esas ... çıkış miktarı depo çıkış miktarından fazla olan yüzlerce tıbbi satış temsilcisi ile yüz yüze görüşmeler yapılarak 2013 yılı Mayıs ve Haziran dönemine ilişkin yapılan inceleme ve tespitler hakkında davacı işçiyi de kapsayan 26.11.2013 tarihli soruşturma komisyon raporu oluşturulduğunu, tıbbi tanıtım temsilcisinin çalışma ve satış prensipleri haricindeki eylemlerle sanal bir satış artışı oluşturduğu, haksız prim elde ettikleri ve/veya performans takip sürecine girmemek için gerekli olan asgari %85’lik market indekse ulaştıklarının tespit edildiğini, soruşturma komisyonu tarafından hazırlanan raporda bazı çalışanların bu işi para karşılığında organize eden aracı-komisyoncu konumunda olduğu konusunda soruşturma komisyonunda güçlü ve yoğun şüphe hasıl olduğu tespitine yer verildiğini, bölge müdürü olarak görev yapan davacı işçinin iş sözleşmesinin de 26.11.2013 tarihli rapor çerçevesinde İş Kanununu 25/II-e maddesi uyarınca bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedildiğini, davalı şirket tarafından yürütülen sanal satış soruşturması çerçevesinde farklı dönemler bakımından hazırlanan 13.11.2013, 19.11.2013 ve 26.11.2013 tarihli soruşturma raporlarına istinaden toplam 267 kişinin iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini, davacı işçinin doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan ve sadakat yükümlülüğüne aykırılığın somut tezahürü olan davranışı nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, bir an için haklı neden teşkil edecek boyutta olmadığı düşünülse bile objektif nedenlere dayanan yoğun ve güçlü şüphenin işyerinde olumsuzluklara yol açtığını ve geçerli neden sayılması gerektiğini, soruşturmaya ve nihayetinde davaya konu olaylarla ilgili davalı şirket tarafından Cumhuriyet Savcılığı nezdinde ihbaren suç duyurusunda bulunulması yönünde gerekli işlemlerin yürütüldüğünü, üçüncü ayak soruşturma çerçevesinde tıbbi tanıtım temsilcilerinin heyerarşik olarak denetim ve gözetiminden sorumlu olan 55 bölge müdürü ile de önce sözlü olarak sonra da yazılı ifadeleri alınmak suretiyle bilgilerine başvurulduğunu, davacı işçinin dahil olduğu 27 bölge müdürünün şirket pazarlama stratejileri açısından etik olmayan ve/veya haksız kazanca yol açan davranışları ve/veya şirketin zarara uğramasına sebep olan bu süreçte hiyerarşik olarak sorumluluklarında bulunan tıbbi tanıtım temsilcilerinin denetim ve kontrolü görevinde ağır ihmallerinin tespit edildiği, davacı işçinin de 9.750,00.-TL haksız prim elde ettiğinin tespit edildiğini, sanal satış soruşturmasına konu raporun 26.11.2013 tarihinde tamamlandığını ve davalı şirketin feshe yetkili makama teslim edildiğini, 28.11.2013 tarihli elektronik posta ile şirket CEO’su ...’ndan onay alındığını ve iş sözleşmesinin 28.11.2013 tarihinde feshedildiğini, dolayısı ile 6 günlük süreye uygun fesih gerçekleştiğini savunarak haksız davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek, MS verileri ile ecza deposunun davalı şirkete bildirdiği verileri karşılaştırmanın doğru olmadığı, ecza deposu yetkililerinin savcılık aşamasında belirttiği nedenlerle aralarında fark olabileceği, davalı şirketin ecza deposu ile arasındaki ürün alışverişini yansıtan kayıtlar yerine ... verilerine üstünlük tanınmak suretiyle prime esas alınmasının davalı işverenin takdirinde olduğu, davacı işçinin ilaç firması-ecza deposu-eczane arasındaki ticari ilişkinin dışında olduğu, davalı şirketin önceki dönemlere oranla 2013 yılının ilk altı aylık döneminde fazla prim ödemesi yaptığının ortaya konulamadığı, haksız ve fahiş ödendiği iddia edilen prim tutarlarının 2013 yılı için öngörülen prim limitlerinin altında olduğu, yazılı itirafların baskı altında alındığının savcılık aşamasında beyan edildiği, prim ödemesi yapılmayan ve uzun hizmet süresine sahip kişilerin de iş sözleşmesinin feshi yoluna gidildiği, feshe esas aldığı soruşturma raporunda 153 kişinin çalışma ve satış prensipleri haricindeki eylemlerle sanal bir satış oluşturduğu belirtilmesine rağmen 267 kişinin iş sözleşmesinin feshedildiği, 2013 yılının ilk aylık döneminde haksız ve fahiş bir prim ödemesinde bulunmuş ise yersiz ödenen primin iadesini talep etmek yerine fesih yoluna gitmesinin ölçülü olmadığı, davacı işçinin ... verilerine veya ecza deposunun davalı şirkete bildirdiği verilere müdahale ederek ve söz konusu verileri manipüle etme teşebbüsünde bulunarak 2013 yılının ilk altı aylık döneminde haksız ve fahiş prim elde ettiği olgusunun ispatlanamadığı gibi davacı işçinin Bölge Müdürü sıfatıyla tıbbi tanıtım temsilcilerinin denetim ve kontrolü görevini ihmal etmediği ve de iş sözleşmesinin haklı ve geçerli nedenlerle feshine esas olabilecek nitelikte sadakat borcuna aykırı bir davranışta bulunmadığı hususu tüm dosya kapsamıyla sabit olduğundan ve davacının iş akdinin davalı tarafından haklı veya geçerli nedenlerle feshedilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir. Bu nedenle, geçerli fesih için söz konusu olabilecek sebepler, işçinin iş görme borcunu kendisinden kaynaklanan veya işyerinden kaynaklanan sebeplerle ciddi bir biçimde olumsuz etkileyen ve iş görme borcunu gerektiği şekilde yerine getirmesine olanak vermeyen sebepler olabilecektir. Sonuçta, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir".
Keza işçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
Dosya içeriğine göre tıbbi tanıtım temsilcisi olan davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından, tanıttığı ilaçların ecza depoları tarafından bildirilen ve anlaşmalı olan uluslararası istatistik şirketi tarafından bildirilen ... verilerinin gerçek satış oranları ile farklılık oluşturmasından ve davacının bu nedenle menfaat temin etmesinden dolayı feshedilmiştir. Ortada ... verileri ile ecza depolarından çıkış oranları arasında bir fark bulunduğu sabittir. Davalı işverenin bu olayın saptanması üzerine, sanal satış farkı nedeni ile gerçekleştiren ecza satış depo sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunduğu, ... verileri ile ecza depo çıkış kayıtları farklılık arzeden tıbbi tanıtım temsilcileri ile bağlı bulundukları bölge müdürlerinin savunmasını aldığı ve sanal satış nedeni ile haksız prim elde eden davacı gibi çalışan yaklaşık 300 kişinin iş sözleşmelerini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II.e maddesi uyarınca feshettiği anlaşılmaktadır.
Dosyaya davalı tarafından sunulan iddianameye göre davalı işyerinde çoğunluğu tıbbi tanıtım temsilcisi 338 kişi hakkında Ağır Ceza Mahkemesi’ne “7 adet depo sahibi şüphelinin müşteki firma çalışanları olan diğer şüphelilerin bilgisi ve isteği dahilinde onların satmadıkları ilaçları eczanelere satmış gibi göstererek müşteki firma ile anlaşmalı ... İstatistik isimli firmaya yanlış ve yanıltıcı bilgiler verdikleri, ardından müşteki firmaya gerçek satış bilgilerini geçtikleri, bu şekilde ilk bildirimlerle tıbbi tanıtım temsilcilerinin haksız prim ödemesi almalarını sağladıkları, ardından gerçek rakamları üzerinden kendilerinin de müşteki firmadan prim ödemesi aldıkları, bu hususun evrak içerinden mevcut 3 ayrı inceleme raporu ve bir kısım tıbbi tanıtım temsilcilerinin beyanlarında da anlaşıldığı” gerekçesi ile nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açılmıştır.
Her ne kadar fesih bildirimi ile dava açıldığında tıbbi tanıtım temsilcisi olan ve bu nedenle sadece tanıtım görevi olan tıbbi satış temsilcilerinin ... verileri üzerinde doğrudan yetkileri yok ise de sonuçta bu veriler üzerinden prim almakta ve performans değerlendirmesine tabi tutulmaktadırlar. Davacı ise amir konumundadır. Somut olayda, ... verilerine müdahale yoluyla fazladan satış gösterip prim ve performanslarının yüksek gösterilmesi nedeniyle haklarında kamu davası açılan tıbbi tanıtım temsilcilerinin bu işlemlerini, sorumluluğu altında bulunmasına rağmen davacının denetlemediği ve denetim görevinin eksik yapıldığı, bu olayların işverenle davacı arasındaki güven ilişkisini zedelediği, işveren açısından iş ilişkisinin devamının beklenmez hal aldığı, feshin geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından davanın reddi yerine kabulü hatalı olmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davanın REDDİNE,
3.Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 2.030.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 31.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.