Sanığın, başka suçtan yakalanarak tutuklanıp cezaevine konulduğunda soruşturma sırasında ve mahkemedeki sorgusunda verdiği ifadelerinde gerçek kimliğini saklayarak kendisini M... G... ismiyle tanıtıp bunu teyit için işlemler sırasında üzerinde kendi fotoğrafının yapıştırılmış vaziyette M... G... adına düzenlenmiş olan sahte sürücü belgesini yetkili makamlara ibraz etmesi, bu beyanına ve sürücü belgesindeki kayıtlara göre Tavşanlı 2. Noterliğinin 17 Mayıs 2005 tarih ve 03461 yevmiye no"lu işlemiyle avukat K...B...adlı şahsa genel vekaletname vererek kendisini mahkeme huzurunda M...G... olarak temsil ettirmiş olduğunun anlaşılmış olması, sanık hakkında memura yalan beyanda bulunma ve sürücü belgesinde sahtecilik suçundan yürütülen soruşturma sırasında verilen 20.12.2005 tarihli kararla memura yalan beyanda bulunma suçundan soruşturma dosyasının ayrılmış olduğunun belirlenmesi karşısında; sanığın hırsızlık suçu nedeniyle yakalandığında üzerinde bulunan kendi fotoğrafı yapıştırılmış ancak M... G... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ibraz ederek bu kimlikle soruşturma ve yargılama aşamalarında ifadeler vererek aynı kimlikle sahte vekaletname düzenletip, kendisini vekalet verdiği avukatla yargılama aşamasında temsil ettirmek şeklindeki eylemlerinin bir bütün halinde 765 sayılı TCK"nun 342/2, 80. maddelerindeki zincirleme biçimde kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belgede sahtecilik, 5237 sayılı Yasaya göre ise M... G... adlı kişinin gerçek kişi olduğunun belirlenmesi halinde 204/1-3, 43. maddelerinde öngörülen zincirleme biçimde sahtecilik ve aynı Yasanın 268/1. maddesi aracılığıyla 267/1. maddesindeki iftira, M... G...adlı kimsenin gerçek kimse olmadığının belirlenmesi halinde, 204/1-3, 43 ve 206. maddelerindeki sahtecilik ve yalan beyanda bulunma suçlarını oluşturacağı, sahte sürücü belgesinin de zincirleme biçimde işlenen sahtecilik suçunun içinde eriyeceği gözetilerek, sanık hakkında sürücü belgesinde sahtecilik suçundan dava açılıp açılmadığının, açılmışsa akibetinin araştırılıp bu dava ile birleştirilmemesi halinde, dava dosyası celp edilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.