Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/5308 Esas 2013/4857 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5308
Karar No: 2013/4857
Karar Tarihi: 18.03.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/5308 Esas 2013/4857 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı banka, icra takibine alınan krediler nedeniyle, davalıdan rücuan tazminat istemiştir. Mahkeme, davacının henüz dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, 495.304,99 TL'lik bölüm yönünden davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacının icra takiplerinin sonucunu beklemeye gerek olmadan dava açabileceği, davalının kredi vermede usulsüzlük yaptığı ve kusurlu olduğu tespit edildiği takdirde belirlenen zarar hakkında tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla hüküm kurulabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkemenin davanın reddine karar vermesi doğru değildir. Ayrıca, davacının atiye terk ettiğini belirttiği kısım için davalının atiye terkinin kabul edilmediğini beyan ettiği ve bu sebeple davanın açılmamış sayılması gerektiği şeklindeki karar da doğru değildir. Kararın her iki nedenden dolayı da bozulmasına karar verilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 96, Türk Ticaret Kanunu madde 388.
4. Hukuk Dairesi         2012/5308 E.  ,  2013/4857 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/07/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 25/11/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın 904.696,00TL.lik bölümü hakkında davanın açılmamış sayılmasına, kalan 495.304,99TL.lik bölüm yönünden davacı bankanın henüz dava açma hakkı bulunmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Davacının temyizi yönünden;
    Mahkemece, alınan bilirkişi raporu gereğince, davaya konu kredilerle ilgili icra takiplerinin devam ettiği, tahsil edilme olasılığı bulunduğu, zararın henüz netleşmediği gerekçesiyle, dava tarihi itibarıyla davacının henüz dava açma hakkı olmadığı sonucuna varılarak, 495.304,99TL.lik bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacının bu davayı açabilmesi için icra takiplerinin sonucunu beklemeye gerek yoktur. Davalının kredi vermede usulsüzlük yaptığı ve kusurlu olduğunun belirlenmesi halinde belirlenen zarar hakkında tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla hüküm kurulabilir. Bu nedenle mahkemece işin esasına girip sonucuna göre bir karar vermek gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
    2-Davalının temyizi yönünden;
    Davacı vekili tarafından verilen 20/10/2010 tarihli dilekçe ile davaya 495.304,00TL üzerinden devam edilmesi istenmiş, geri kalan kısmın atiye terk edildiği belirtilmiştir. 25-10-2010 tarihli celsede davalı vekili imzalı beyanı ile “atiye terke muvafakat etmediklerini” belirtmiştir. Bu şartlar altında atiye terkin kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.