17. Hukuk Dairesi 2014/22319 E. , 2017/7227 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline sigortalı işyerinin sigortalı tarafından kiracı olarak kullanıldığını, işyerindeki su tesisatının patlaması sonucu alt katında bulunan depodaki muhtelif elektronik cihazlar ile elektrikli ev aletlerinin ıslandığını, hasardan bina maliki ve kiralayan sıfatıyla davalıların sorumlu olduğunu, müvekkilinin sigortalısına 02/05/2011 tarihinde 2.298 TL, 03/06/2011 tarihinde ve 2.201 TL ve 10/08/2011 tarihinde 2.201 TL olmak üzere toplam 6.700 TL hasar tazminatı ödediğini beyanla, ödenen 6.700 TL’nin (2.298 TL"nin 02/05/2011 tarihinden itibaren, 2.201 TL"nin 03/06/2011 tarihinden itibaren, 2.201 TL"nin 10/08/2011 tarihinden olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 6.700 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren (2.298 TL"nin 02/05/2011 tarihinden itibaren, 2.201 TL"nin 03/06/2011 tarihinden itibaren, 2.201 TL"nin 10/08/2011 tarihinden olmak üzere) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK"nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 Sayılı HMK"nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup re"sen dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, davacı ... şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalılar ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 5.7.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.