22. Hukuk Dairesi 2014/31927 E. , 2016/2934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesi, ulusal bayram ve genel tatil, ücret ile hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı yanında 19/04/2000-18/05/2012 tarihleri arasında mağaza müdürü olarak çalıştığını, iş akdini emeklilik nedeniyle fesh ettiğini, belirterek işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Çalışmaların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Somut olayda, söz konusu alacaklara ilişkin hesaplamaların davacı tanık beyanları doğrultusunda yapıldığı ancak tanıkların hesaplanan dönemin bir kısmında davalı iş yerinde çalışıyor olmadıkları anlaşılmaktadır, bu halde tanıkların beyanlarına çalıştıkları dönemle sınırlı olarak itibar edilmesi gerekirken tüm dönemin ispatlandığının kabulü ile alacakların hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 194. maddesinde, somutlaştırma yükü düzenlenmiş olup, maddenin birinci fıkrası uyarınca, taraflar dayandıkları vakıaları, ispata elverişli bir şekilde somutlaştırmakla yükümlüdür. Madde gerekçesinde, maddenin ihdas amacının, uygulamada genel geçer ifadelerle somut vakıalara dayanmadan davaların açılıp yürütülmesinin önüne geçmek olduğu belirtilmiştir. Gerekçenin devamında, "Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Genel geçer ifadelerle, somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi sözkonusu olacaktır. Taraflar, haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşul vakıalara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür; bu yükü yerine getirmeyen sonuçlarına katlanacaktır." şeklindeki ifadelere yer verilerek somutlaştırma yükünün anlam ve önemi vurgulanmıştır.
Somut olayda; davacı, 2,5 senedir ücretlerinin eksik ödendiğini iddia etmiş, bilirkişi bankadan gelen kayıtların eksikliğinden hesaplama yapılmadığını ve davacının eksik ücret ödemesini ispat edemediğini belirtilmiş, Mahkemece ücret alacağı talebi reddedilmiştir. Ücretin ödendiğinin ispat yükünün davalı işverende olması sebebiyle ücretin eksik ödendiğinin davacı tarafından ispatlanamadığının belirtilmesi hatalı olmakla birlikte, davacı tarafından ücret alacağının eksik ödendiği belirtilmiş ancak ne suretle, hangi aylarda, ne miktarda eksik ödendiği somut olarak ortaya konulmamıştır. Anılan sebeple, dava dilekçesinde, somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmediği anlaşıldığından, öncelikle hâkimin bu konuda somutlaştırma yapması için davacı tarafı uyarması ve bu vakıaları tüm unsurlarıyla belirlemesini istemesi, özellikle ön inceleme aşamasında bu belirlemenin yapılması, yapılacak bu belirlemeden sonra ise yeniden mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-İşçilik alacaklarında uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İhbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili, genel tatil ve ücret alacakları bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işveren temerrüde düşürülmelidir. İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmesi durumunda temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir. Bunun dışında dava ve ıslah/ek dava tarihlerinden itibaren talep edilen miktarlarla sınırlı olarak faize karar verilmelidir.
Somut olayda, davacı tarafından keşide edilen ve Ankara 16. Noterliğinin, 16/10/2012 gün ve 23706 yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtarnamede yer alan işçilik alacaklarının iki gün içerisinde ödenmesini talep etmiş ve ihtarname, davalıya 23/10/2012 de tebliğ edilmiştir. Buna göre davalı dava tarihinden önce temerrüde düşmüş olmaktadır. Şu halde, mahkemece, ihtarnamede eksik ödendiği belirtilen alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozma sebebidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.