3. Hukuk Dairesi 2016/16522 E. , 2017/6554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; dava dilekçesinde; tarafların 12/10/1995 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, davacının ev hanımı olduğunu, hiç bir yerden gelirinin bulunmadığını; davalının ise, .... emekli olduğunu, 2014 yılı Ocak ayından itibaren müşterek haneye hiç gelmediğini, başka bir bayanla birlikteliğinin olduğunu, müşterek çocuklardan Havva"nın davalıyı başka bir bayanla gördüğünü; davalının, yaklaşık Eylül ayından bu yana evin hiç bir maddi yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının ve müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, yaklaşık aylık 2.000 TL emekli maaşı aldığını; davacının ve müşterek çocukların ihtiyaçlarının ve evin iaşe giderlerinin davacının ailesi tarafından karşılandığını, ileri sürerek; davacı lehine aylık 600 TL, küçük Hakan lehine aylık 500 TL olmak üzere toplam aylık 1.100 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı için aylık 350 TL, müşterek çocuk Hakan için aylık 250 TL olmak üzere toplam aylık 600 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta haklı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK. madde 186/son). Buna göre, evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.
Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hâkim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Somut olayda; taraflar hakkındaki sosyal ekonomik durum araştırmasına göre, davacının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, ailesinin yardımıyla geçindiği, iki çocuğunun olduğu, kayınpederinin evinde oturduğu; davalının ise emekli olduğu, 2.000 TL maaşının olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tespit edilen mevcut gelir durumuna göre, mahkemece takdir edilen nafaka miktarları az olup, Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı kocanın tespit edilen geliri ile orantılı olacak ve onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre davacı ve müşterek çocuk lehine daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.