3. Hukuk Dairesi 2016/12520 E. , 2017/6541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı kurum vekili dava dilekçesinde; ...kuk Mahkemesinin 01.07.2002 tarih, 2002/101 esas, 2002/140 karar sayılı ilamı ile koruma altına alındıklarını, çocukların lise öğrenimlerine devam ettiklerini, babanın kendisine ait evi ve arabasının bulunduğunu, ekonomik açıdan çocuklara katkı sağlayacak durumda olduğunu ileri sürerek; dava tarihinden geçerli olmak üzere çocuklar için aylık toplam 700,00 TL nafakanın davalıdan alınarak ..."na ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı duruşmadaki beyanında; maaşının asgari ücret seviyesinde olduğunu, ....n tarafından gönderilen maaş bordrosunda kendisine verdikleri yemek yol gibi ücretleri de maaşa dâhil ederek bildirdiklerini, yemeklerini şirkette yediğini, servisle işine gelip gittiğini, fakat bu ücretlerin kendisine ayrıca ödenmediğini, fazla mesai ara sıra yaptığını, fakat fazla bir kazancı olmadığını, şu an 1.100 TL civarında maaş aldığını; ayrıca borçlarının bulunduğunu, Toki’ den aldığı evin borcunu da ödediğini, fazla mesai yaptığı zamanlarda aylık 100,00 TL civarında fazla mesai ücreti aldığını, fakat sağlık sorunları nedeni ile her zaman fazla mesaiye kalamadığını beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yardım nafakasına istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 327/1. maddesine göre; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır." Aynı yasanın, 328/1.maddesi hükmü gereğince de "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder."
TMK.nun 364.maddesine göre; Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.
TMK"nun 365/3. maddesinde nafaka davasının, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurum tarafından da açılabileceği; TMK"nun 366. maddesinde ise; Korunmaya muhtaç kişilerin bakımının yükümlü kurum tarafından sağlanacağı ve bu kurumların yaptıkları masraflarını nafaka yükümlüsü kişiden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; sosyal inceleme raporuna göre, davalının kayınvalidesini öldürmek ve eşini yaralamaktan dolayı cezaevine girdiği, bu nedenle 16.11.1998 doğumlu Emre Can Yıldırım ve 12.11.1999 doğumlu İsmail Yıldırım’ın isimli çocukların mahkeme kararıyla koruma altına alındığı ve bakımının kurum tarafından üstlenildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde bulunan davalının ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre ise; işçi olduğu, asgari ücret aldığı, kendine ait evde oturduğu, 225 TL ev kredisi ödediği, aracı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının geliriyle orantılı şekilde, çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak, TMK"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, davacı kurum lehine belli bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.