16. Hukuk Dairesi 2015/1051 E. , 2016/5303 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1959 yılında yapılan kadastro sırasında ziraate elverişsiz arazi niteliği ile tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında; Hazine vekili davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddine, fen bilirkişilerin 25.05.2009 tarihli rapor ve eki haritalarında (A) harfi ile gösterilen 2.251,50 metrekare yüzölçümündeki kısmın davacı ... adına, (B) harfi ile gösterilen 4.010,77, (B1) harfi ile gösterilen 1.251,25, (B2) harfi ile gösterilen 1.752,15, (B3) harfi ile gösterilen 2.321,65 metrekare olmak üzere toplam 9.385,82 metrekare yüzölçümündeki kısımların ise davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesine göre; "Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması" zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/1-c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması zorunludur. Böylece, davacı veya davalı sıfatıyla bir yargı organı önüne gelen kişilerin, hukuk devletinde yaşamanın doğal sonucu olarak hukuk güvencesi, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca haklarında verilen kararlar yanında kararların hukuki süreci ve yargısı da denetlenebilir olur. Somut olayda;
davacı, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı Hazine davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 25.05.2009 tarihli fen bilirkişilerinin raporu ve eki haritasında (A) harfi ile gösterilen 2.251,50 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ... adına ve (B) harfi ile gösterilen 4.010,77, (B1) harfi ile gösterilen 1.251,25, (B2) harfi ile gösterilen 1.752,15 ve (B3) harfi ile gösterilen 2.321,65 metrekare olmak üzere toplam 9.385,82 metrekare yüzölçümündeki bölümlerin ise Hazinenin tescil talebi dikkate alınarak davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olmasına rağmen, kararın gerekçesi ve bu sonuca ilişkin mahkemenin kabulü karar yerinde açıklanıp tartışılmamıştır. Yukarıda yazılı ilkeler ışığında da mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde; kararın gerekçe bölümünde, "delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" hususunda herhangi açıklık ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, kararın gerekçesiz olması nedeniyle davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden dahili davalı ..."na ve davacıya ayrı ayrı iadesine, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.