• ALACAĞIN TAHSİLİ İÇİN BAŞLATILAN TAKİBE VAKİ
• İTİRAZIN İPTALİ
• ORTAĞIN KOOPERATİFTEN İSTİFASI
• AİDAT BORÇLARI

• KOOPERATİFLER KANUNU (1163) Madde 13

Davacı vekili, davalı borçlu hakkında İzmir 18. İcra Müdürlüğü"nün 2012/3657 Esas sayılı dosyası ile kooperatif aidat alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının kooperatif üyeliğinden istifa ederek taşınmazını Ş... T... isimli kişiye sattığını bildirerek takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kooperatiften edindiği daireyi bütün hak ve borçları ile devrettiğini, bundan sonraki aidat ödemelerinden devralan kişinin sorumlu olduğunu, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden çıkma isteğini Karşıyaka 5. Noterliği"nin 10.05.2011 tarih ve 14285 sayılı ihtarnamesi ile bildirdiğini, savunarak, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının kooperatif üyeliğinden Karşıyaka 5. Noterliği"nin 10.05.2010 tarih ve 14285 sayılı ihtarnamesi ile istifa ettiği, adına tahsis edilen taşınmazı 11.06.2009 tarihinde tapudan dava dışı Şenol Tanış"a satarak teslim ettiği, kooperatif üyeliğinin devrinin gerçekleşmediği, davalının kooperatif genel kurulunda karara bağlanmış bulunan aidatlardan sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 2.230,50 TL asıl alacak, 148,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.379,05 TL ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren uygulanacak ve %9 oranı aşılmayacak şekilde yasal faizi ile birlikte devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 13. maddesinde ortağın anasözleşmeye uygun olarak yapacağı isteğe rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiş olup, anasözleşmenin 13. maddesinde de bu hükme paralel bir düzenleme yer almıştır.
Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Somut olayda davalı vekili, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden çıkma isteğini Karşıyaka 5. Noterliği"nin 10.05.2011 tarih ve 14285 sayılı ihtarnamesi ile davalıya bildirdiğini savunmuş ise de, istifanın davacıya tebliğ edilip edilmediği, edildi ise hangi tarihte tebliğ edildiği anlaşılamamaktadır.
Kural olarak davalı, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği aidat borçlarından, istifa tarihine kadar sorumludur. İstifa tarihinden sonra aidat borçlarından sorumlu değil ise de kendisine tahsis edilen konutu kooperatife devretmemiş ve altyapı hizmetlerinden de yararlanmakta ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden de sorumlu olacaktır.
Bu durumda mahkemece, davalının istifa ihtarnamesinin davalı kooperatife ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmış ise hangi tarihte ulaştığı belirlenip, davalının ihtarnamenin davalıya ulaştığı tarihe kadar olan aidat ve ortak giderlerden sorumlu olacağı, istifa tarihinden sonra ise genel hizmetlerden yararlanıp yararlanmadığı araştırılarak, yararlanması halinde genel giderlerden hissesine düşen oranda sorumlu olduğu hususu da dikkate alınarak, bilirkişiden yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde ek rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.