10. Hukuk Dairesi 2017/2688 E. , 2017/6484 K.
"İçtihat Metni"
Dava, mülga 506 sayılı Yasanın 26. maddesi kapsamında Rücuen Tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Ancak; 818 sayılı Borçlar Kanununun 50. maddesi (tam teselsül) ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanununun 51. maddesi (eksik teselsül) uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda da, öğretideki eleştiriler doğrultusunda tam ve eksik teselsül ayırımı kaldırılmışsa da (61. madde gerekçesi), teselsül esasına dayanan sorumluluk ilkesine ilişkin düzenlemeler korunmuş ve anılan Kanunun birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 61. maddesinde; “ Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almıştır. Anılan Kanunun 163. maddesinde; davacının, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı ayrı ayrı davalar ile de talep edebileceği öngörülmüştür. Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla neden olmaları durumunda, anılan 50. ve 51. maddeler (6098 sayılı
./...
Kanunun 61. ve 62. maddeleri) gereğince teselsül hükümleri kapsamında bu kişilerin birlikte sorumlulukları vardır ve 146. maddeye (6098 sayılı Kanunun 62. maddesine) göre, kendi payından fazlasını ödeyenin diğer müteselsil borçlulara karşı rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, her bir borçlu yönünden kusurlarına karşılık gelen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına karar verilmelidir.
Yukarıdaki bilgiler ışığı altında; Mahkemece, davaya konu somut olayda; davacı Kurum tarafından dava dilekçesinde ve ıslah ile müşterek ve müteselsilen tahsili talebi gözetilmeksizin, yazılı şekilde davalılar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hükümde yer alan ""...73.763,04 TL’lik geliri alacağından; 57.371,26 TL’sinin ...’dan, 16.391,78 TL’sinin davalılardan 26.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
2.343,60 TL’lik geçici iş göremezlik ve tedavi gideri alacağına ilişkin olarak 1.822,80 TL’sinin davalılardan ...’dan, 520,80 TL’sinin davalı ... AŞ’den sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Alınması gerekli 5.198,85 TL harcın 4.043,55 TL’sinin davalı ...’dan, 1.155,30 TL’sinin davalı ... AŞ’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan 1.076,75 TL yargılama giderinin 837,47 TL’sinin davalı ...’dan, 239,28 TL’sinin davalı ... AŞ’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 8.488,54 TL vekalet ücretinin 6.602,20 TL’sinin davalı ...’dan, 1.886,35 TL’sinin davalı ... AŞ’den tahsili ile davacıya verilmesine..."" cümlelerinin silinerek , yerine;
""...73.763,04 TL’lik geliri alacağının 26.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2.343,60 TL’lik geçici iş göremezlik ve tedavi gideri alacağının sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Alınması gerekli 5.198,85 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan 1.076,75 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
../...
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 8.488,54 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine..."" cümlelerinin yazılmasına, hüküm ile gerekçenin yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.