13. Ceza Dairesi 2015/2165 E. , 2016/5835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kamu davası açılmasına karşılık hüküm kurulmamış olduğu anlaşılmakla, mala zarar verme suçundan mahkemesince her zaman karar verilmesi olanaklı kabul edilmiş, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından ise zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
Mahkemesi tarafından savunması alınan sanık hakkında yokluğunda hüküm verilmiş ise de; sonradan hükümlü olduğu anlaşılan sanığın cezaevi aracılığıyla duruşmalarda hazır bulunmayı istediğine dair beyanı bulunmadığı gibi temyiz dilekçesindede savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin bir iddiası olmadığından, tebliğnamedeki 5271 sayılı CMK"nın 196.maddesine aykırı davranıldığı şeklindeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, katılana ait inşaat alanında bulunan malzemeyi çalmaya teşebbüs eden sanığın eyleminin TCK"nın 142/1-e maddesi kapsamında kalmasına rağmen TCK"nın 142/1-b. maddesi ile uygulama yapılması sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış, gerekçeli karar başlığında 27.05.2010 olan suç tarihinin hatalı olarak gösterilmesi ise mahalinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ..."in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.