Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5638
Karar No: 2014/13838
Karar Tarihi: 02.10.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/5638 Esas 2014/13838 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin bir tanıma işleminin iptaline dair davayı, soybağının reddi davası olarak nitelendirerek, davanın hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle reddetmesi, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Mahkemenin, görevli mahkeme sorununu da çözmeyerek, soybağının reddi davası olduğuna karar vermesi doğru olmamıştır. Çünkü bu, hukuki süreçte farklı kuralların uygulanmasını gerektiren iki farklı dava türüdür. Soybağının reddi davalarında, doğru olan kaydın soybağı ilişkin bilginin nesnedir ve doğru kaydın düzeltilmesi gereklidir. Bu dava türünde zaman aşımı ve hak düşürücü süre yoktur ve bu dava açık kişisel durum değişikliğine ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 282, 292, 36/1 maddeleri ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1 maddeleri, bu konuda detaylı açıklama ve düzenlemeler içermektedir.
18. Hukuk Dairesi         2014/5638 E.  ,  2014/13838 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)
    TARİHİ : 20/12/2013
    NUMARASI : 2013/255-2013/723

    Dava dilekçesinde, davacı tarafından davalı N.. Z.. lehine yapılan tanıma işleminin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı, davalılardan S.. D.. ile 12.08.1997 tarihinde evlendiğini, bu evliliklerinden çocukları olmaması nedeniyle diğer davalı N.. Z..’u tanıma yoluyla nüfusuna yazdırdığını belirterek tanımanın iptalini istemiş, mahkemece dava soybağının reddi davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33. maddesi uyarınca olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi ya da nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığı ve görevli mahkeme meselesidir. Bilindiği üzere nesep, birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu"nun 282. maddesine göre ""Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur."" Ayrıca af kanunları olarak nitelendirilen “Bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine” ilişkin kanunlar uyarınca da soybağı düzeltilebilir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından)
    Çocuk ile ana arasında soybağı, doğumla kendiliğinden kurulacağından aralarındaki soybağının tesisi için hükme gerek bulunmadığından, çocuğun anası ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir.
    Öte yandan, Türk Medeni Kanunu"nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 35/1. maddesi uyarınca ""Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.""
    Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar” ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Şu durumda; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık da dinlenebilecektir. Görüldüğü üzere; nesebin reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi “doğru” olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra “nesebin reddinde” ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından)
    Somut olayda; davalı N.. Z.. 18.02.1992 doğumlu ve Ü..H.. ve Sakine çocuğu olarak 18.09.1998 tarihinde Göynücek İlçe Nüfus Müdürlüğü"nce düzenlenen doğum tutanağına dayanılarak nüfusa tescil edilmiştir. Davacı ile davalılardan S.. D..’in 12.08.1997 tarihinde evlendikleri ve diğer davalı N.. Z..’un davacının “Çocuğumuz nikah öncesi olup beraberliğimizdendir” şeklindeki beyanı doğrultusunda davacının çocuğu olarak 18.09.1998 tarihinde nüfusa kaydedildiği resmi evrak kapsamıyla sabittir. Dosya kapsamından davacı ile davalılardan S.. D..’in evlilikten önce fiili beraberliklerinin olmadığı, evlilik tarihinden önce davalılardan N.. Z..’un doğduğu, bu hali ile Türk Medeni Kanunu"nun 292. maddesinin koşullarının da gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
    Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; davacının kayden çocuğu görünen N.. E.. yönünden nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir. Çünkü N.. E.. ile davacı arasında Türk Medeni Kanunu"nun 282. maddesine uygun şekilde soybağı ilişkisi kurulmamış, tescil yanlış beyana dayalı olarak yapılmış ve davacı tarafından baştan itibaren bu durum da bilinmektedir. Bu yönlerden dava tanımanın iptali değil, nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Açıklanan nedenlerle davada görevli mahkeme 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesi olmayıp 5490 sayılı Yasanın 36.maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Davada asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla işin esasının incelenmesi, delillerin toplanması, DNA incelemesi de yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın soybağının reddi davası olduğu kabul edilerek, aile mahkemesi sıfatıyla hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi