16. Hukuk Dairesi 2015/4297 E. , 2016/5285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 132 ada 32, 55 ve 58 parsel sayılı 8.056.85, 6.106,91 ve 9.148,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar 1970 yılında zilyetleri tarafından zilyetliğin terk edildiği gerekçesiyle ham toprak vasfıyla Hazine adına; 101 ada 47 parsel sayılı 1.401,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dava dışı Mustafa Kayar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendi adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 101 ada 47 parsel yönünden feragat nedeniyle 132 ada 32, 55 ve 58 parseller yönünden ise ispatlanamadığı gerekçeyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından 132 ada 32, 55 ve 58 parseller yönünden esasa; 101 ada 47 parsel yönünden ise vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece tespit tarihi olan 1999 tarihinden geriye doğru 19 yıl öncesine ait 1980 tarihli ve 7 yıl öncesine ait 1992 tarihli hava fotoğraflarının incelenmesi sonucu, dava konusu taşınmazın sınırlarının belirgin olmadığı, tek düze bir görünümünün anlaşıldığı, dolayısıyla davaya konu taşınmazlarda tespit tarihinden geriye doğru 20 yılı kapsayacak şekilde zilyetliğin sürdürülmediği, taşınmazların tarla olarak kullanılmadığı, dava konusu yeri kapsayan hava fotoğraflarında taşınmazların kullanılmayan boş arazi olduğu, bilimsel esaslara göre hazırlanan jeoloji mühendisi raporundan anlaşılmakla bilimsel verilere göre ... mühendisince hazırlanan bilirkişi raporuna uygun düşmeyen tanık ve bilirkişi beyanlarının hükme esas alınamayacağı gerekçesi ile davaya konu 132 ada 32, 55 ve 58 parseller hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve uygulama hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; her ne kadar dava konusu olan ve Hazine adına kayıtlı bulunan 132 ada 32, 55 ve 58 parsel sayılı taşınmazların geçmiş tarihli hava fotoğrafları dosya arasına konulmuş ise de bu fotoğraflar, konusunda uzman olan jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından incelenmemiş; uzmanlık alanı farklı olan jeoloji mühendisi bilirkişinin raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Yine uygulanan hava fotoğrafları 1980 ve 1992
tarihli olup kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemek açısından elverişli değildir. Ayrıca 6100 sayılı HMK"nın 281. maddesine göre "taraflar, bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler". Somut olayda 02.09.2014 tarihli celsede harita ve jeoloji mühendisleri tarafından düzenlenen ek raporlar davacı vekiline tebliğ edilmiş; raporları inceleyip beyanda bulunmak üzere süre talep edildiği halde mahkemece "rapor daha önce UYAP"tan taranarak sisteme aktarıldığından, talep edilen sürenin reddine" şeklindeki kanuna uygun düşmeyen gerekçe ile bu talebinin reddi de savunma hakkını kısıtlar nitelikte olup doğru değildir.
O halde dava konusu 132 ada 32, 55 ve 58 parsel sayılı taşınmazların tespit tarihi olan 1999 tarihinden geriye doğru 15, 20, 25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zamana ilişkin hava fotoğrafları harita genel komutanlığından getirtilerek, mahallinde fen, ziraat ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı, yerel bilirkişi ve tanıklar eşliğinde yeniden keşif yapılmalı; çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin hava fotoğrafları örnekleri üzerinde gösterilmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin, önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, evveliyatında tarım arazisi olarak kullanılıp kullanılmadığı konusunda rapor düzenlettirilmeli, ziraat bilirkişiden dava konusu taşınmaz bölümlerinin niteliği, kullanım durumu, vasfı ve çevredeki tarım arazileri ile karşılaştırmalı olarak değerlendirme yapan ayrıntılı rapor düzenlemesi istenmeli; raporlar arasında çelişki doğması durumunda bu çelişki ek rapor alınmak suretiyle giderilmeli, davacı yararına 3402 sayılı Kanun"un 14. maddede öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmekle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.