23. Hukuk Dairesi 2018/257 E. , 2020/3318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 14.07.2004 tarihinde davalı kooperatife üye olup, Ekim 2009 tarihi itibariyle kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, üye olduğu dönem içerisinde davalı kooperatife toplam 21.700,00 TL aidat ödemesinde bulunduğunu, ancak davalı kooperatif tarafından ödemede bulunulmadığını ve ödemelerin 3 yıl süre ile ertelendiğinin bildirildiğini, ayrıca ödemelerin ertelenmesi ile ilgili 3 yıllık sürenin de tamamlanmış olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatif ortaklığından ayrılan üyelerin birikmiş sermaye paylarının ve aidatlarının ödenmesinin 3 yıla kadar ertelenmesine dair genel kurul kararının mevcut olduğunu, öte yandan, talebin dava tarihi itibariyle muaccel hale gelmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 2014/9318 Esas 12/06/2015 tarihli ilamı ile, davalı kooperatifin aynı tarihte istifa eden başka bir ortağı tarafından açılan dosyada alınan bilirkişi raporunda, kooperatif genel kurulunca alınan üç yıllık erteleme kararının yerinde olmadığının belirtildiği, mevcut dosyada görüşüne başvurulan bilirkişi ise, üç yıllık erteleme kararının yerinde olduğunu rapor ettiği, mahkemece, anılan dosya getirtilip, yukarıda anılan ilkeler çerçevesinde erteleme kararının yerinde olup olmadığına ilişkin yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dosyalardaki davalıların birbirinden farklı tüzel kişilikler olduğu, davalı kooperatifin 2009 yılı bilançosunun görüşüldüğü 21/02/2010 tarihli genel kurulda alınan borçların 3 yıl ertelenmesine ilişkin kararın yerinde olduğu, davacının alacağının 21/03/2013 tarihinde talep edilebilir hale geldiği, mevcut davanın 16/04/2012 tarihinde açıldığı, davanın erken açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.