19. Ceza Dairesi 2019/30291 E. , 2021/314 K.
"İçtihat Metni"
Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle satışa arz etmek veya satmak suçundan şüpheli .... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/11/2018 tarihli ve 2018/163336 soruşturma, 2018/136854 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/9542 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 21/05/2019 gün ve 94660652-105-34-6709-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 7/05/2019 gün ve KYB-2019/56464 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, şikâyete konu işyerinde arama ve el koyma talebinin İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/11/2018 tarihli ve 2018/8729 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği, müşteki vekilinin ibraz ettiği ürünün tek başına suçun delili olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve müşteki tarafın soyut iddiaları dışında kamu davasının ikamesine yarar yeterli şüphe oluşturabilecek nitelik ve yeterlilikte bir delilin mevcut olmadığından bahisle, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre, her ne kadar şüpheli şirket adı "...." ise de; müştekinin dilekçesi ekinde görsellerine yer verdiği şüpheli şirket tarafından ithal edilerek piyasaya sürülen suça konu ürünlerin üzerinde, müşteki şirket adına 23/08/2004 tarihinde tescil edilmiş "Jeunesse" marka adının, şüpheli şirket adından ayrı marka adıymış gibi kullanıldığının anlaşılması karşısında, şüpheli şirket yetkililerinin ifadesi alınıp, iltibasa yol açacak şekilde kullanım olup olmadığının tespitine yönelik uzman bilirkişi raporu alındıktan sonra, toplanacak diğer deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, itirazın bu yönlerden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet Savcısının, soruşturma aşamasında gerek emrindeki adli kolluk makamları ve görevlileriyle, gerekse koruma tedbirleri yoluyla re"sen veya mahkeme kararıyla şüphelilerin yakalanmasına veya delillerin ele geçirilmesine yönelik tedbirlere başvurabileceği göz önüne alındığında,
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu"nun 30/1. maddesinde yer alan "marka hakkına tecavüz" suçunun unsurlarının, "Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üretmek, satışa arz etmek veya satmak, ithal ya da ihraç etmek, ticari amaçla; satın almak, bulundurmak, nakletmek veya depolamak" olduğu, suçun oluştuğunun her türlü delille ispatının mümkün olduğu, bu hususta soruşturmaya konu olay özelinde, marka hakkına tecavüz eden daha fazla miktarda ürünün tespiti ve el konulabilmesi amacıyla Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden "arama kararı" isteminde bulunulduğu, ancak talebinin reddedildiği, bunun üzerine başkaca hiçbir araştırma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüş olmakla,
Cumhuriyet Savcılığınca yeterli soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi yerinde görülmemiş,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/9542 değişik iş sayılı kararının CMK"nin 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, 21.01.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.