9. Hukuk Dairesi 2021/784 E. , 2021/6051 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı firmada 1993-2018 yılları arasında çalıştığını, 2018 yılında emekli olarak işten ayrıldığını, müvekkiline ve diğer çalışanlara Toplu İş Sözleşmesini imzalanması halinde mevcut haklarında herhangi bir kayıp olmayacağı beyan edilerek okutulmadan bir takım belgeler imzalatıldığını, sendikaya girdiği tarihten sonra işe yeni girmiş gibi işlem yapıldığını, Toplu İş Sözleşmesi ile işçinin daha önceki sözleşme şartlarının çelişmesi halinde daha önceki iş sözleşmesinde yer alan işçi lehine hükümlerin uygulanması gerektiği halde sendika üyeliğinden ve Toplu İş Sözleşmesi’nden yararlanmadan önceki saat ücreti daha yüksek iken Toplu İş Sözleşmesi’nin uygulamaya konulmasıyla saat ücretinin düşürüldüğünü, dolayısı ile ücretleri noksan ödendiği gibi takip eden dönemlerde Toplu İş Sözleşmesi zamlarının da noksan ücretlere yapıldığını, ücret ve ücrete bağlı işçilik alacaklarının, fazla çalışma, tatil çalışmaları karşılığı ek ücret ile zam alacaklarının eksik ödendiğini, yıllık izinleri Toplu İş Sözleşmesi öncesinde yasa hükümlerine göre kademeli olarak yükseltilmediği gibi Toplu İş Sözleşmesi’nin uygulamaya konulmasından sonra da izinlerinin eksik kullandırıldığını, iş sözleşmesinin feshinden sonra feshe bağlı izin ücreti fark alacaklarının ödenmediğini, kıdem tazminatı hesabında bir kısım çalışmaları dikkate alınmadığı gibi eksik ücret ve ücrete bağlı haklar üzerinden eksik ödeme yapıldığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının alt işveren işçisi olarak 01.11.1995 tarihinde çalışmaya başladığını, 01.04.2005 tarihli iş sözleşmesi ile şirkette çalışmaya başladığını, ve aynı ay sendikaya üye olduğunu, saat ücretinin düşürülmediğini, tabi olduğu Toplu İş sözleşmesinin gereği olduğunu, aynı ay içinde sendikal haklardan yararlanmaya başladığını, Toplu iş sözleşmesinin işçiler lehine getirdiği akçeli menfaatlerden yararlandığını, gelirinde ve saat ücretinde artış gerçekleştiğini, sendikaya üye olduğu aylarda itiraz ve fesih hakkını kullanmadığını, aradan 13 yıl geçtikten sonra fark ücret alacağı talebinde bulunmasının dürüstlük ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, Toplu iş sözleşmesi ile kazandığı bütün hak ve alacaklarının ödendiğini, hiçbir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, ilk derece mahkemesi kararının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücretinin işverence tek taraflı olarak düşürülüp düşürülmediği ve davacının fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi ile kararlaştırılan temel (kök) ücretinin Toplu İş Sözleşmesi ile düşürüldüğü açıktır. Dairemizden geçen emsal dosyalarda belirtildiği üzere, davalı ile sendika arasında, işçilerin Toplu İş Sözleşmesinden protokoldeki şartlar ve öngörüler doğrultusunda yararlandırılmaları kararlaştırılmış, getirilen özel hükümlere göre davacı ve onunla aynı şartlarda çalışan işçilerin ücretleri belirlenmiştir. Dolayısıyla, sadece davacının şahsına ilişkin ücretinin düşürülmesi veya ücretinin işverence tek taraflı olarak düşürülmesi söz konusu değildir. Davacıya yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken menfaatler davalı tarafça ödenmektedir. Bu şekilde davacının Toplu İş Sözleşmesinden faydalanmasıyla birlikte Toplu İş Sözleşmesinin işçiler lehine getirdiği akçalı menfaatlerden (giyim yardımı, gıda yardımı, yemek yardımı, ikramiye, ilave tediye gibi) de yararlanması mümkün olup, davacının gelirinde artış meydana gelmiştir. Davacı sendikaya üye olup Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmak istediğini belirttiğine göre, Toplu İş Sözleşmesi gereği belirlenen yeni ücretini kabul etmiş olup, hem Toplu İş Sözleşmesi kapsamındaki sosyal hakları hem de kapsam dışı işçilere ödenen günlük brüt ücreti talep etmesi mümkün değildir.
Aynı gerekçelerle fark alacak talep eden emsal işçinin dosyasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen son kararda özetle; tarafların anlaşması ya da düzen ilkesi gereği toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca kök ücretin düşürülebileceği, bireysel ve toplu iş sözleşmesindeki aynı amaca yönelik hükümlerinin gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği ve yapılan karşılaştırma neticesinde, işçinin kök ücreti düşürülse de Toplu İş Sözleşmesinden faydalanmakla bireysel iş sözleşmesine nazaran çok daha avantajlı bir konuma geldiği, objektiflik ölçütü açısından da işçi yararına bir sonucun gerçekleştiği, işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük çıplak ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesi mümkün olamayacağı gerekçesiyle işçinin hem Toplu İş Sözleşmesi kapsamındaki sosyal hakları hem de kapsam dışı işçilere ödenen günlük brüt ücreti talep edemeyeceği kabul edilmiştir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 03.05.2017 tarih, 2017/887 esas, 2017/885 karar sayılı kararı).
Dairemizce incelemesi yapılan ücret fark alacağının kabulüne ilişkin emsal nitelikteki dosyaların 13.01.2021 tarihli 2018/9839 esas ve 2021/703 sayılı karar, 2018/10214 esas 2021/704 sayılı karar ve 2018/10860 esas 2021/ 705 sayılı kararlar ile aynı doğrultuda bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bu yönler gözetilmeksizin ücret farkı ve bu farktan kaynaklı taleplerin yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.