Hukuk Genel Kurulu 2020/116 E. , 2020/438 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı, bozma kararı üzerine direnme yoluyla Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11.03.2016 tarihli ve 2015/217 E., 2016/69 K. sayılı kararın, davacı vekilinin temyiz istemi bakımından direnme kararı yerinde görülerek işin esasına ilişkin Özel Dairece incelenmeyen diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesini; davalı vekilinin temyiz isteminin ise hukuki yarar yokluğundan reddini kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 26.09.2019 tarihli ve 2017/3-1517 E., 2019/956 K. Sayılı kararın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 450,00TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, karar düzeltme harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına 17.06.2020 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY
Davacı vekili Antalya Belediyesinin 775 sayılı ve 2981 sayılı kanun gereğince 226 parsel numaralı taşınmazda gecekondusu bulunan kişilerin m2’si 8000TL’den 400 m2 gecekondu arsası tahsis edileceğinin duyurulduğunu, bu nedenle davalı ...’nin Pamukbank Şarampol şubesindeki hesabına 11.11.1993 tarihinde 3.200.000TL ödediğini, ancak arsa tahsisi yapılmadığını ileri sürerek, 400 m2 arsanın rayiç değeri olan 10.000TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu alanda Antalya Belediyesi tarafından yapılmış bir tahsis işleminin olmadığını, tahsis karşılığı alınmış bir bedelinde bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, haksız zenginleşme hükümlerine göre davacının yatırdığı paranın dava tarihindeki ulaştığı miktarı isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 721,77TL’nin 21.02.2011 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine yerel mahkeme kararının onamasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine özel dairece bozulmuş, mahkemece direnme kararı verilmiş, Hukuk Genel Kurulunca 26.09.2019 tarih 2017/3-1517 Esas 2019/956 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülerek daireye gönderilmesine karar verilmiş, davacı bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Uyuşmazlık, dava konusu gecekondu arsalarının zilyetlerine tahsis edilmesi için yapılan duyuru sonucu davalı ...’nin belirlediği Banka hesabına yatırılan paranın tahsisin yapılmaması nedenine dayalı olarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir.
TBK 12. md. uyarınca, sözleşmelerde geçerlilik şekli ancak kanunda açıkça şekil öngörülmüş ise aranır. Yasalarda belirtilen şekil kuralına uyulmadan yapılan sözleşmeler kural olarak geçersizdir. Geçersiz sözleşmenin bulunması hâlinde taraflar aldıklarını iade ile yükümlüdür. Gecekondu Kanununun 25. maddesinde arsa tahsisi şart ve şekilleri açıklanmış, yoksul ve dar gelirli ailelere arsa tahsis edileceği düzenlenmiştir. 26. madde de, arsa tahsisine ilişkin bedelin tayini ve ödeme koşulları belirlenmiştir. Gecekondu Kanununun 25. maddesindeki düzenlemeye göre; arsa tahsis sözleşmesinin geçerliliği için şekil şartı öngörülmediği açıktır.
Antalya Belediyesinin 22.06.1993 tarihli dava konusu edilen 226 parselin 1.446.064 m2’lik bölümüne takdir edilen 2.351.296.100TL kamulaştırma bedelinin encümence yapılan görüşme sonunda uygun bulunduğuna ilişkin encümen kararının ardından gecekondu sakinleri Belediyenin memur maaş hesabına Belediyece belirlenen 3.200.000TL arsa bedeli olarak yatırmış ve bu para Belediyenin hesabında kalmıştır. Bu nedenle taraflar arasında Gecekondu Kanununda düzenlenmiş bedel karşılığında Arsa Tahsisine İlişkin Sözleşme kurulduğunun kabulü gerekir. Gecekondu Kanununda, Arsa Tahsis Sözleşmesi için geçerlilik şartı düzenlenmediğine göre, TBK 237. maddesi uyarınca resmî şekilde düzenlenmesi koşulu aranmaz. Bu nedenle davalı ... hesap açıp, hesaba yatırılan parayı kabul edip, uhdesinde tutmakla aralarında bir sözleşme ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerekir. Bir kamu kurumu olan davalı Belediyenin, davacının da aralarında bulunduğu gecekondu sahiplerine kamulaştırmadan sonra arsa tahsis edileceği yönünde güven aşılamak suretiyle tahsis edilecek arsalar karşılığında para topladığı dosya kapsamında toplanan delillerle sabittir. Davalının kamuya sunduğu bu nitelikteki bir işlemde devletin güvenilir olması asıldır. Arsa tahsisi yapılacağına güvenerek Belediye’ye para yatıran davacı, Belediye ile olan bu ilişkide edimini yerine getirmiş, davalı ise yıllarca hesabına yatırılan parayı kullanmış ancak edimini yerine getirmemiştir. Davalının savunmaları TMK 2. md. göre hakkın kötüye kullanılmasıdır. Tazminat miktarı belirlenirken, davacının gerçek zararı esas alınmalıdır.
Belirtilen nedenlerle karar düzeltme talebinin kabulüyle direnme kararının özel daire kararındaki gerekçelerle bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan karar düzeltme talebinin reddi gerektiği yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.