20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9849 Karar No: 2016/10059 Karar Tarihi: 3.11.02016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/9849 Esas 2016/10059 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/9849 E. , 2016/10059 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 12. Asliye Hukuk ve .... 5. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkiline davalı adına .... Vergi Mahkemesine dava açmak üzere vekalet verildiğini, müvekkilince açılan davaların kazanıldığını, müvekkiline bu davalar nedeni ile herhangi bir masraf ve vekalet ücretinin ödenmediğini, müvekkiline çekilen azilname ile müvekkilinin karşı yan vekalet ücretlerini, yapılan yargılama giderlerini ve mahkeme dosyalarında kalan bakiye masraf iadelerini alma olasılığının da kalmadığını, müvekkilinin davalı ile yazılı avukatlık sözleşmesi yapmadığını, müvekkili tarafından vekalet ücreti ve karşı yan vekalet ücretlerinin tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi taraflar arasında vekalet sözleşmesi bulunduğu ve uyuşmazlığa bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ... 5. Tüketici Mahkemesi ise "..taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının gayrimenkul acentalığından doğan vergi borçları nedeni ile Vergi Mahkemesinde açılan davalarda davalının vekilliğini üstlenen davacının talep ettiği vekalet ücretine ilişkin olduğu anlaşılmakla davalı tüketici sayılamayacağı, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun" (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada; davalı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tanımı yapılan tüketici kapsamında bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK"nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir . SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/11/02016 gününde oy birliğiyle karar verildi.