12. Ceza Dairesi 2014/20680 E. , 2016/190 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK"nın 223/2-a. maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, ...Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 19.04.1992 tarih ve 2412 sayılı kararıyla belirlenen 3. derece doğal sit alanı içerisinde yer alan, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, Kumlimanı mevkii, 251 ada, 37 sayılı parselde yer alan ve tapuda sanık ... adına kayıtlı olan müstakil binasında, kolluk görevlilerince yapılan 14.08.2008 tarihindeki denetimde, topraktan 70 cm yüksekliğinde, 20 cm kalımlığında beton duvar yapıldığının, üzerinin de 150 cm yüksekliğinde çelik kafes teli ile örüldüğünün tespit edildiği, sanık tarafından izin alınmadan davaya konu izinsiz uygulamaların yapıldığının tespiti üzerine, sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, 25.05.2009 tarihli olay yeri keşfine iştirak eden inşaat mühendisi, arkeolog ve fen bilirkişisinden alınan raporlarda belirtildiği üzere, sanığın 3. derece doğal sit alanı içerisine yaptığı izinsiz uygulamaların, fiziki ve inşai müdahale niteliğinde olduğu, her ne kadar yapılan yargılama neticesinde, 11.10.2013 tarih ve 28792 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun gereğince, sit alanı ilanına ilişkin kararların ilgilisine tebliğ edilmesinin zorunlu hale getirildiği, olayda ise tebliğin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek, sanığın beraatine karar verilmiş ise de; tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının tebliğ zorunluluğunun yukarıda açıklandığı üzere, 11.10.2013 tarihinden itibaren yapılan tescil işlemleri için gerekli olduğu, bu tarihten önce yapılmış tescil işlemleri için tebliğ zorunluluğu bulunmayıp, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olmasının, koruma kararının bilindiğinin kabul edilmesi konusunda yeterli olduğu, olayımızda ise davaya konu yerin tek yapı ölçeğindeki kültür veya tabiat varlığı olmadığı, davaya konu yerin 3. derece doğal sit alanı ilan edilmiş bölge içerisinde yer aldığı, sit alanı içerisinde bulunan yerde betonarme bahçe duvarı yapılmasının fiziki ve inşai müdahale kapsamında olduğu, ancak dosya kapsamında bölgenin sit alanı ilan edilmesine dair kararların mahallinde mutat vasıtalarla duyurusunun yapıldığına dair tutanakların bulunmadığı ve sanığın davaya konu uygulamalar için izin alınması gerektiğini bilmediğine dair beyanlarının da olması karşısında, sanığın olay mahallinde ne zamandır ikamet ettiğinin, sit alanına ilişkin Kurul kararının, mahallinde usulüne uygun şekilde ilan edilip edilmediğinin, ilan edilmiş ise edilme tarihinin daha detaylı araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.