14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/712 Karar No: 2010/3443 Karar Tarihi: 30.03.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/712 Esas 2010/3443 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/712 E. , 2010/3443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.10.1997 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 18.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.03.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av.... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, davalı ... ...’ün paydaşı olduğu dava konusu 15 adet parseldeki payını noterde 17.02.1989 tarihinde düzenlenen sözleşme ile satışını miras bırakanları ...’a vaad ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve pay tescili istemişlerdir. Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında vakıf şerhi belirtmesi bulunduğundan ... davaya dahil edilmiştir. ... ise, davalı ...’den alacaklı olduğunu ileri sürerek, davalı ... yanında davaya fer’i müdahil olarak katılmıştır. Davalı ... vekili, satış vaadi sözleşmesinin hileli işlem ile yapıldığından geçersiz olduğunu ve zaman aşımı süresinin de dolduğunu savunmuş, davanın reddini istemiştir. Davalı idare vekili, taviz bedelinin ödenmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, 509 parsel sayılı taşınmazda davalının paydaş olmadığı gerekçesi ile bu parsel yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 417. maddesi hükmü uyarınca kural olarak harç ve yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Davada her iki taraf da kısmen haklı çıkarsa harçlar dışındaki yargılama giderlerinin haklı çıkma oranına göre paylaştırılması gerekir. Somut olayda, 509 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir. Reddedilen taşınmaz yönünden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir olunarak, yargılama giderlerinin haklı çıkma oranına göre paylaştırılması gerekirken mahkemece bu yönün gözardı edilmesi doğru olmamıştır. Karar açıklanan bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (1) bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, İstek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 750.00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak hükmü temyiz eden davalı ..."e verilmesine, 30.03.2010 tarihinde oy birliği ile karar verildi.