Esas No: 2014/6595
Karar No: 2014/22346
Karar Tarihi: 24.12.2014
Dolandırıcılık - görevi kötüye kullanmak - cürüm işlemek için örgüt kurmak ve üye olmak - memurun resmi belgede sahteciliğine iştirak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/6595 Esas 2014/22346 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Sıdıka Sucu, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...
SUÇ : Dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmak, cürüm işlemek için örgüt kurmak ve üye olmak, memurun resmi belgede sahteciliğine iştirak
HÜKÜM : Düşme, Beraat, Mahkumiyet
Hükmolunan cezanın türü ve süresine göre sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine oybirliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 21.04.2003 gün ve 2003/179 no.lu iddianamesi ile sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık, sanık ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçuna iştirakten açılan kamu davalarına ilişkin hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, mahallinde her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Katılanlar vekillerinin dilekçelerinin içeriğine göre, temyiz istemlerinin beraat ve zamanaşımı nedeniyle düşme hükümlerine yönelik olduğu, ölüm nedeniyle düşme kararlarına yönelik bir temyizin bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
I-Sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafiinin beraat hükmü kurulması gerekirken zamanaşımı nedeniyle düşme hükmü kurulmasına; sanık ... müdafiinin görevi kötüye kullanmak suçundan beraat hükmü kurulması gerektiğine ilişen temyiz itirazları ile sanıklar ... ve ... müdafiinin sanıklar hakkında zamanaşımı nedeniyle düşme ve ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Derhal beraat kararı verilecek haller dışında kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi kararına karşı ve beraat hükmünün gerekçesine yönelik olmayan temyizde sanıkların hukuki yararı bulunmadığı, sanık ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçuna iştirakten açılan kamu davasına ilişkin mahallinde her zaman bir karar verilmesi mümkün olup, bu suçtan verilmiş temyizi kabil bir hüküm bulunmadığı cihetle; sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafii ile sanıklar ... ve ... müdafii ile sanık ... müdafiinin bu hususlara yönelen temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Katılanlar SGK ve ... vekillerinin sanıklar ..., ..., .., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ......, ..., ..., ..., ..., ..., ..., .... ve ... hakkında cürüm işlemek için örgüt kurmak ve üye olmak suçlarından kurulan zamanaşımı nedeniyle düşme(2 numaralı hüküm); sanıklar ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ...,...., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçu nedeniyle kurulan zamanaşımı nedeniyle düşme (3 numaralı hüküm); sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ( ...), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan zamanaşımı nedeniyle düşme (7 numaralı hüküm); sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçuna iştirakten 21.04.2003 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının suç vasfındaki değişiklik nedeniyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna iştirak oluşturduğunun kabulü ile kurulan beraat (4 numaralı hüküm); 23.05.2003 tarihli iddianame ile sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna iştirakten açılan davadan kurulan beraat (5 numaralı hüküm); sanık ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan kurulan zamanaşımı nedeniyle düşme (6 numaralı hüküm); sanıklar ..., ..., ... ..., ..., ... (...) ve ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan kurulan zamanaşımı nedeniyle düşme (8 ve 11 numaralı hükümler); sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna iştirakten kurulan beraat (9 ve 10 numaralı hükümler) hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ......, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."a yüklenen “cürüm işlemek için örgüt kurmak ve üye olmak”; sanıklar ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Nevada Büyükçulhacı, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ( ...), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."e yüklenen “nitelikli dolandırıcılık”; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...) ve ..."ya yüklenen “görevi kötüye kullanmak” suçlarının yasada gerektirdiği cezalarının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihlerinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Mehmet Fevzi Kocakaya ,Sultan Hekimoğlu, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."e yüklenen memurun resmi belgede sahteciliği suçundan ise elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun olarak gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
5
III)Katılanlar vekillerinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ... (...), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Perizat Sarı (Pademli), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., Hudiye Demir, ..., ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan açılan kamu davasında değişen suç vasfına göre kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna iştirakten kurulan beraat (4 numaralı hüküm); hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; değişen suç vasfına göre sanıklara yüklenen “memurun resmi belgede sahteciliğine iştirak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/3. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanık ..."in sorgusunun yapıldığı 10.07.2003, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."in sorgularının yapıldığı 10.07.2003, sanıklar ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."ın sorgularının yapıldığı 07.11.2003, sanık ..."ın sorgusunun yapıldığı 12.09.2003, sanıklar ..., ..., ..., ..."in sorgularının yapıldığı 05.03.2004, sanıklar ... (...), ..., ..., ..., ..."in sorgularının yapıldığı 27.05.2004, sanıklar ..., ..., ..., ..."nun sorgularının yapıldığı 30.09.2004, sanıklar ..., ..."ın sorgularının yapıldığı 07.11.2004, sanıklar Perizat Sarı (Pademli), ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., .... ..., ..."ün sorgularının yapıldığı 23.12.2004 tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkındaki kamu davalarının 765 sayılı TCK"nun 102/3 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
IV)Sanık ... müdafiinin vekalet ücretine yönelik, katılanlar SGK ve ... vekillerinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ..., .... ve ... hakkında görevi kötüye kullanmak suçuna iştirakten açılan kamu davasının suç vasfındaki değişiklik nedeniyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna iştirak oluşturduğunun kabulü ile kurulan beraat hükmü (4 numaralı hüküm) ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., Hatice
6
Dağ, ..., ... (3 numaralı hüküm) ve ... (7 numaralı hüküm) hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan zamanaşımı nedeniyle düşme hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- UYAP kanalıyla mernis üzerinden temin edilen nüfus kayıt örneklerine göre,
Sanık ..."ın 12.06.2012 tarihinde hükümden önce vefat ettiği ve kamu davalarının ölüm nedeniyle TCK"nun 64. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,yasaya aykırı,
2-Sanıklar ... (11.02.2013), ... (13.07.2014), ... (06.11.2012), ... (15.03.2014), ... (16.02.2013), ... (19.03.2014), ... (12.11.2013), ... (01.11.2013), ... (21.06.2013), ... (30.03.2014) ve ... (11.10.2014)"nin ise hükümden sonra vefat ettikleri anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK.nun 64 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca haklarındaki kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
3-Kabule göre de;
Kendisini vekille temsil ettiren ve beraat eden sanık ... yararına vekalet ücretine hükmolunmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
V-)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafiilerinin adı geçen sanıklar hakkında memurun resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan mahkumiyet (13, 14, 15 ve 16 numaralı hükümler), katılanlar vekilleri ile Cumhuriyet savcısının sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ( ...), ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçuna iştirakten kurulan beraat (12 numaralı hüküm) hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Pfizer ilaç firması mümessili olan sanıklardan ..."ün, eczane sorumluları olan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...( ...), ..., ..., ..., ..., ... ve Denizli Devlet Hastahanesinde dahiliye uzmanı olarak görev yapan sanık ... ile geliştirdiği yasa dışı dayanışma ve irade birliği içinde eczane sorumlularından temin ettiği hak sahiplerine ait sağlık cüzdanları, nüfus cüzdanı fotokopileri ve fotoğraflara istinaden sanık ..."in hastaları görmeden düzenlediği sıhhi heyet fişleri ile kurula sevklerini sağlayarak sağlık kurulu raporları çıkarttırdığı, suç tarihleri itibariyle Denizli Devlet Hastahanesi acil servisinde görevli pratisyen hekim olan sanıklar ..., ... ile Denizli merkez (2) no.lu sağlık ocağında pratisyen hekim olarak görev yapan ..."nın da gene hak sahiplerini görüp muayene etmeden usulsüz çıkartılan sağlık kurulu raporlarına istinaden bir kısmı hastane kayıtlarında yeralmayan, pfizer isimli firmaya ait ilaçların yazıldığı hayali ilaç reçetelerini yüksek dozda düzenledikleri, ilaç mümessili olan sanık ..."in akrabaları olan ..., ..., ... ve ... adına doktor ... aracılığıyla usulsüz sağlık kurulu raporu çıkarttırarak bu raporlara istinaden sanık doktor ..."e usulsüz ve hayali ilaç reçeteleri tanzim ettirdiğinin iddia olunması, sanık ..."in savunmasında, pfizer ilaç
firmasında ... ile birlikte çalıştıklarını ancak bölgelerinin farklı olduğunu, ..."ün yaptığı işlemlere ilişkin bilgisinin bulunmadığını, kendisinin de herhangi bir usulsüzlük yapmadığını, hiç bir hastanın sağlık karnesini almadığını, akrabaları olan ..., ..., ... ve ... haricinde hiç kimseye sağlık kurulu raporu alınmasında aracı olmadığını, isimlerini saydığı akrabaları olan şahısların suç tarihinde 15 günlüğüne İzmir"den Denizli iline geldiklerini, dördünün de tansiyon hastası olup sürekli ilaç kullandığını, İzmir"de kurul raporu çıkartmak zor olduğundan Denizli"den başvurup rapor çıkartmalarını söylediğini, birlikte Denizli Devlet Hastanesine gittiklerini, her biri için dilekçe yazdığını, dilekçelerini kendilerinin imzaladıklarını ve muayene olduklarını, yaklaşık 15 gün sonra tekrar birlikte devlet hastanesine giderek raporları aldıklarını ve dahiliye servisinde reçetelerine ilaç yazdırıp eczaneden aldıklarını, işlemlerin kurallara uygun yapıldığını, ..., ..., ... ve ..."ın da, yıllardır tansiyon hastası olduklarını ve sürekli ilaç kullandıklarını, sağlık kurulu raporu ile ilaçlarını daha kolay ve daha uzun süreli alabilecekleri söylendiğinden, yeğenleri olan sanık ..."le birlikte Denizli Devlet Hastahanesine gittiklerini, sağlık kurulu raporunu alarak ilaçlarını reçete ettirdiklerini ve reçetelerdeki ilaçların tamamını aldıklarını beyan etmeleri, sanık ..."in savunmasında, hasta olmayan hiç kimseye rapor vermesinin söz konusu olmadığını, hastanın çok yaşlı olması, yürüyemeyecek ve hastaneye gelemeyecek durumda olması halinde bu kişinin sağlık karnesindeki bilgilere, teşhislere, kullandığı ilaçlara, bu ilaçları sürekli olarak kullanıp kullanmadığına, hastalığının kronik olup olmadığına bakarak, hasta yakınlarının bilgilerine de müracaat edip, bu bilgileri hastanedeki kayıtlarla doğrulatarak, iyi niyet çerçevesinde bazı hastalara yardımcı olmuş olabileceğini, zira yaşlı ve kronik hastalıkları bulunan kişilerin sık sık hastaneye gelmemelerini ve hastanelerin iş yükünü azaltmayı teminen Türkiye"nin her yerinde hastaların heyet raporu almaları konusunda yönlendirildiğini, gerek resmi yazışmalarla gerekse sözlü olarak yaşlı, yürüyemeyecek durumda olan ve kronik hastalıkları bulunan kişilere kolaylık gösterilmesi konusunda Sağlık Müdürlüğünden talimat aldıklarını, iyi niyet çerçevesinde bağlı olduğu kurumun yöneticilerinin hastalara yardımcı olmaları konusundaki bu insani taleplerini her doktor gibi kendisinin de zaman zaman yerine getirdiğini, hiç bir şekilde, kimseden menfaat temin etmediğini, heyet raporu tanzim edilmesi halinde hastaların toplu ilaç alma hakları bulunup katkı payı ödemediklerini, bu hususun kronik, sürekli aynı ilaçları kullanan hastaların yasal hakları olduğunu, kanuna aykırı bir durumun söz konusu olmadığını beyan etmesi, sanık ..."nın aşamalarda hastayı görmeden ve muayene etmeden reçete yazmasının söz konusu olamayacağını, suça konu yazdığı reçetelerin tamamının sağlık ocağı protokol defterinde kayıtlı olup protokol numaralarının bulunduğunu savunması, sanıklar ... ve ..."in ise suç tarihlerinde Denizli Devlet Hastanesi acil servisi, heyet polikliniği ve sair görevleri eş zamanlı olarak diğer doktor arkadaşlarıyla beraber nöbetleşe yürüttüklerini, ana görevlerinin acil poliklinik hekimliği olduğunu, yoğun bir şekilde çalıştıklarını, reçetelerini düzenledikleri hastaların sağlık karnesinin hastaneye giriş kaydının yapılması ve kendileri tarafından reçete düzenlendikten sonra hastane mührü ile onaylanmasına ilişkin herhangi bir görev ve sorumluluklarının bulunmadığını, suç tarihlerinde bilgisayar sistemi ile hasta kaydının yeni yapılmaya başlandığını ve hastane bilgisayar sisteminin sık sık devre dışı kaldığını, hizmete devam edebilmek için eski yıllardaki gibi acil defterlerine kayıt yapıldığını, bu nedenle hastane bilgisayar giriş kayıtlarının olmadığı iddia edilen karnelerin hastane giriş kayıtlarının acil poliklinik hasta kayıt defterlerinde olabileceğini, hasta yoğunluğunun çok olduğu veya hastane bilgisayarının devre dışı kaldığı durumlarda görevli hemşirelerin karnenin bir önceki sayfasına bakarak oradaki kayıt numarasını aynen yeni sayfaya yazdıklarını da sonradan farkederek bu eksikliği de düzelttiklerini ancak bu arada hemen hemen her hekime ait kayıt noksanlığı bulunan yüzlerce reçete düzenlenmiş göründüğünü, bu nedenlerle kayıt dışı reçete iddiasının doğru olmadığını, heyet raporu düzenlenmesinde ise pratisyen hekimlerin hiçbir rolü ve etkisinin bulunmadığını, görevlerinin sağlık kurulu raporuyla başvurulması halinde, önceden ilgili uzmanlarca dozu ve miktarı belirlenen ilaçları reçete etmekten ibaret olduğunu, düzenledikleri reçetelerin kendilerine ibraz edilen sağlık kurulu raporlarına uygun düzenlendiğini beyan etmesi, sanık ..."ün savunmasında, sağlık karnesi sahibi kişileri devamlı olarak kullandıkları ilaçlarla ilgili olarak sağlık kurulu raporu çıkartmaları konusunda bilgilendirdiğini, aile yakınları, akrabaları ile muhtaç ve yaşlı kişilere sağlık kurulu raporu alımı dilekçelerini tanzim etmeleri konusunda iyiniyetli olarak yardımcı olduğunu ancak ilaç mümessili olarak çalıştığı firmanın ilaçlarının çok sayıda satılmasını teminen eczanelerle ve doktorlarla birliktelik kurarak reçeteler düzenlettirdiği, sağlık kurulu raporları çıkarttırdığı iddialarının asılsız olduğunu, eczane sorumluları sanıkların, usulsüz düzenlendiği iddia olunan sağlık kurulu raporları ve reçetelerle ilgilerinin bulunmadığını, şeklen geçerli görünen reçetelerle müracaat eden hastalara reçetelerde yazılan ilaçların tamamını teslim ederek bedellerini kurumdan tahsil ettiklerini beyan ederek adı geçen sanıkların yüklenen suçları kabul etmemeleri, hak sahiplerinin tamamına yakınının uzun yıllardır usulsüz çıkartıldığı iddia olunan sağlık kurulu raporlarında belirlenen hastalıklarının bulunduğunu ve bu nedenle ilaç kullandıklarını, bir kısmının öncesinde de sağlık kurulu raporlarının bulunduğunu ancak kullanım süresinin bitmesi nedeniyle söz konusu raporların düzenlendiğini, hatta suça konu sağlık kurulu raporlarından sonra dahi yeni raporları çıkarttıklarını beyan ederek fotokopilerini dosyaya ibraz etmeleri, bir kısım hak sahiplerinin reçetelerdeki ilaçlarını aldıklarını, bir kısmının ise hiç almadıklarını ya da kısmen aldıklarını beyan etmelerine rağmen suça konu reçetelerin arkasındaki imzaların kimin eli ürünü olduğunun tespiti bakımından inceleme yaptırılmaması, gerek soruşturma raporlarında gerekse bir kısım eczane sorumlularının beyanlarında, yüksek doz ve miktarlarda yazılan bazı reçetelerin kurum tarafından zaten ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle reçetede yer almakla birlikte kuruma fatura edilmediğinin belirlenmesi ve belirtilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi ve sanıkların suç kasıtları ile hukuki durumlarının tayini bakımından, adlarına sağlık kurulu raporları ve reçeteler düzenlenen hak sahiplerinin, suça konu sağlık kurulu raporları ile reçetelerdeki teşhise konu hastalıklarının bulunup bulunmadığı, daha önce ve halen bu hastalıklarla ilgili tedavi görüp görmedikleri hususlarında varsa laboratuvar kayıtları ile yapılmışsa tüm tahlil, tetkik evrakları ve sağlık raporları getirtilip, sağlık kurulu raporlarında konulan teşhislerin doğru olup olmadığı, hastalarda bu hastalıkların bulunup bulunmadığının, sanıklar ..., ... ve ..."in düzenlediği suça konu reçetelerdeki ilaçların tamamının sağlık kurulu raporlarında belirtilen teşhislerle uyumlu olup olmadığı, sağlık kurulu raporlarında belirtilenler dışında başkaca yazılan ilaçlar olup olmadığı, nitelikleri, hangi firmaya ait bulunduğu, cins, miktar ve doz bakımından teşhisle uyumlu olup olmadıkları, ilaçların doz aşılarak reçete edilmesi halinde kurumca ödenmesinin mümkün olup olmadığının tespiti bakımından her bir sanık doktor tarafından düzenlenen suça konu reçeteler tasnif edilerek ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle yeniden bilirkişi raporu temin edilmesi ayrıca suça konu reçetelerin arkasındaki imzaların kimin eli ürünü olduğunun belirlenebilmesi için hak sahipleri ve yakınlarının imza ve yazı örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması,
hastanede kayıtlarında yer almadığı kabul edilen reçetelere ilişkin sanıklar ... ve ..."in savunmalarında ileri sürdükleri hususların araştırılmasından sonra sonucuna göre toplanan tüm deliller birlikte eğerlendirilerek sanıkların eylemleri nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 347 veya benzer düzenleme içeren 5237 sayılı TCK"nun 211. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı da tartışılarak hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
VI-)Kararın gerekçe bölümünde; 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden ve uygulamalı karşılaştırmada yapılmadan, sanıklar ..., ... ve ... hakkında denetime olanak vermeyecek şekilde teşdiden uygulama yapılmak suretiyle ceza tayini, sanıklar ..., ... ve ... hakkında ise temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi halinde 765 sayılı TCK"nun 339/1, 80, 59. maddeleri ile yapılacak uygulamanın suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 204/2, 43, 62, 53. maddeleri ile yapılacak uygulamaya göre göre lehe bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafiileri, katılanlar vekilleri ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.