Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9715
Karar No: 2014/211
Karar Tarihi: 07.01.2014

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2012/9715 Esas 2014/211 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2012/9715 E.  ,  2014/211 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    VEKİLİ : AV. ...
    VEKİLİ : AV. ...

    Taraflar arasında görülen davada Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.12.2011 tarih ve 2010/705-2011/747 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 07.01.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin dairesini davalı nezdinde yer kayması klozu ile 18.11.2004 tarihinde sigorta ettirdiğini, 28.06.2005 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile afete maruz bölge olarak ilan edilen bölge içinde kalan dairesinin yıkılması için müvekkiline 07.10.2005 tarihinde idarece 7 gün süre verildiğini ve yıkıldığını, müvekkilinin tazminat taleplerini davalının 09.12.2005 ve 26.07.2005 tarihli yazılar ile hasar olmadığından bahisle reddettiğini ileri sürerek, şimdilik 60.000,00 YTL poliçe bedelinin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, 1972 ve 1982 yılları imar planlarına aykırı olarak çok katlı olarak binanın yapıldığını, zemine uygun bina yapılmamasının binanın ayıbı olduğunu, 2004 yılı Aralık ayında da belediyece karşı taraftaki 2 binanın ağır çatlakları nedeniyle yıkılması ile kendi binasının ayıbını da davacının öğrendiğini, TTK"nın 1305/2"nci maddesi uyarınca ödeme yapılamayacağını, öte yandan bölgedeki zemin hareketlerinin arttığının Ağustos 2004 tarihinde bölgede yapılan teknik araştırma sonucu belirlendiğini, poliçe öncesi rizikonun gerçekleştiğini davacının bildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce “Hükme esas bilirkişi kurulu raporunda tarafların dayandıkları belgelerdeki yerlerin zemindeki noktalarının belirlenmemiş olduğu, davalının dayandığı belgelerin tamamının toplanmadığı, davalının TTK"nın 1279. maddesine dayalı savunması üzerinde yeterince durulmadığı, buna göre, davalı delillerinin tamamının toplanması, taraf delillerinin zeminde işaret ettiği yerlerin tespit edilmesi, denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca gerçek zarar miktarı belirlenmeden poliçe limitine hükmedilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle” bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacıya ait binanın riziko tarihindeki değerinin 26.574,74 TL olduğu, hasarın poliçe teminatına dahil olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne anılan bedelin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ..../....
    -2-



    2-Dava, yer kayması teminatı içerir konut sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, poliçe düzenlenmeden önce sigortalı davacı tarafından rizikonun bilinip bilinmediği, daha doğru bir ifade ile sigortalı konutun bulunduğu alanda afete maruz bölge ilan edileceğinin ve akabinde binanın yıktırılacağının poliçe düzenlenmeden önce davacı tarafından bilinip bilinmediği noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar sigorta poliçesi düzenlendikten sonra 28.06.2005 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından davacıya ait konutun bulunduğu alan için afete maruz bölge ilan edilmiş ise de, sigortacı tarafından bu alanda poliçe düzenlenmeden önce ilgili belediye ve diğer kuruluşlar tarafından afete maruz bölge ilan edilmek üzere çalışma yapıldığı ileri sürülmüş, mahkemece davalının bu savunması üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiştir.
    Oysa, 6762 sayılı TTK’nın 1279. maddesi gereğince poliçenin geçerli olabilmesi için, sözleşmenin imzalandığı sırada, sigorta ettiren veya sigortadan yararlanan kimsenin, rizikonun gerçekleşmiş olduğunu, yahut sigortacının rizikonun gerçekleşmesi olanağının kalmadığını bilmemesi gerekmektedir. Aksi halde sigorta sözleşmesi hükümsüz olur. Aynı şekilde anılan Kanun"un 1290. maddesinde de sigorta ettiren, sigorta şirketinin sözleşmeyi yapıp yapmama yada daha ağır koşullarda yapması sonucunu doğuracak nitelikteki tüm hususları sigorta şirketine bildirmekle yükümlü olduğu düzenlenmiş olup, mahkemece, davaya konu alanda afete maruz bölge ilan edilmesine neden olan yer kaymasına ilişkin inceleme ve araştırmaların hangi tarihte yapıldığının bu husustaki belgelerin ilgili kurumlardan getirtilmek suretiyle tesbiti ve buna göre poliçe düzenlendiği tarihte rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediğinin veya poliçe düzenlenirken rizikonun gerçekleşeceğinin (davaya konu binanın belediye tarafından yıktırılacağının) davacı tarafından gizlenip gizlenmediğinin belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı, bu durumda süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK"nın 432/4. maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temiyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin HUMK"nın 432/4. maddesi uyarınca REDDİNE, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Davacı
    25,20 H
    21,15 PH
    04,05 BH

    06.02.2014-


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi