Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1814
Karar No: 2020/433
Karar Tarihi: 17.06.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1814 Esas 2020/433 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1814 E.  ,  2020/433 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Sincan Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 24.04.2012 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken Ankara 18. Noterliği’nin 24.08.2011 tarihli ihtarnamesi ile kooperatif yönetim kurulunun 10.08.2011 tarih ve 207 sayılı kararı uyarınca ortaklıktan çıkartıldığının kendisine bildirildiğini, müvekkilinin kooperatif ortaklığından ihraç kararına itiraz ettiğini, 01.04.2012 tarihinde yapılan kooperatif olağan genel kurul toplantısında itirazının görüşülerek müvekkilinin davalı kooperatiften ihracına karar verildiğini, alınan kararın hukuka uygun olmadığını, müvekkiline gönderilen 23.05.2011 ve 01.07.2011 tarihli ihtarnamelerde yer alan hesaplamalarda hatalar bulunduğunu, davalı kooperatifin gecikme zamları hususunda üyeler arasında eşitsizliğe yol açacak şekilde bir kısım üyelerden gecikme zammı talep ederken bir kısım üyelerden gecikme zammı talebinde bulunmadığını ileri sürerek müvekkili hakkında verilen kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili 14.05.2012 tarihli dilekçesinde; davacının kooperatifin kurucu ortaklarından ve yönetim kurulu üyelerinden olduğunu, diğer ortaklarla birlikte kooperatifi zarara uğratmaları nedeniyle ceza dosyasında yargılandıklarını, davanın derdest olduğunu, yeni yönetim kurulu tarafından eski yönetimin menfaat teminine yönelik genel kurullarda alınan kararların iptal edilerek eşitlik ilkesine uygun hâle getirildiğini, kooperatif ortaklığı devam eden davacının aidat ödemediğini ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    6. Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.09.2013 tarihli ve 2012/113 E., 2013/300 K. sayılı kararı ile; davacıya çıkartılan ihtarnamelerin kanun ve ana sözleşmeye uygun olduğu, bilirkişi aracılığıyla yapılan hesaplamada, ihtarnamede bildirilen tarih itibariyle davacının 207.200TL aidat ve 175.617TL gecikme cezası borcunun bulunduğu, yapılan hesaplamanın genel kurul kararlarına uygun olduğu, ihtarnamelerde yazılı olan aidat miktarının gerçek borcu yansıttığı, gecikme faizi borcunda ise sadece 180TL fark bulunduğu, gecikme faizindeki küçük miktar farklılığının ihtarnamelerin sıhhatine engel olmadığı, ihtarnamelerin düzenlendiği tarih uyarınca, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) yürürlükte olması, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) anılan hükümlerinin yürürlükte olmaması karşısında, gecikme faizinin hesaplanmasında faiz sınırlamasının nazara alınmamasının da eksiklik olarak kabul edilmediği, ihraç kararının dayanağı olan ihtarnamelerin yasa ve ana sözleşmeye uygun düzenlendiği, davalı kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı işlem yaptığı yönündeki iddianın ispatlanamadığı, kooperatifin 17.12.2006 tarihli genel kurulunda alınan ve tripleks villaların içinin boş bırakılması ve maliyetinden 77.974TL düşülmesi suretiyle hesap yapılması şeklindeki kararın daha sonraki genel kurullarda değiştirildiği ve buna dair itirazın da yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 23. Hukuk Dairesince 26.03.2014 tarihli ve 2013/9335 E., 2014/2313 K. sayılı kararı ile;
    Davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, "Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun"un 7. maddesinde "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır." hükmüne yer verildiği, Konut Yapı Kooperatifi Tip Ana Sözleşmesinin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme hâlinde uygulanacak esasları tespit etmenin genel kurulun yetkisinde olduğu, genel kurulca ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi hâlinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi hâlinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı, genel kurul kararlarının, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olduğu, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek bulunmadığı, bu durumda, mülga 818 sayılı BK’nın 101/2. maddesi uyarınca, genel kurulun belirlediği tarihin kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği, anapara faizinin ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faiz olduğu, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının, 6098 sayılı TBK’nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, TBK’nın 120. maddesinde düzenlenen temerrüt faizine ilişkin olduğu, kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanması gerektiği, kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği ancak tarafların, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülen sınırlamayı dikkate almak zorunda oldukları, somut olayda, ihraç kararına dayanak ihtarnamelerde bildirilen işlemiş faiz borcuna esas faiz oranları kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda, TBK’nın 120/2. maddesine göre yapılan hesaplamada, davacının işlemiş faiz borcunun 96.748TL, nazara alınmaması hâlinde ise 175.617TL olduğunun belirtildiği, bu durumda mahkemece, karar verilmeden önce yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme ve bu açıklamalar dikkate alınarak, ihraç kararına dayanak alınan ihtarnamelerde belirtilen işlemiş faiz miktarının gerçeği yansıtmadığı nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği" belirtilmek suretiyle bozma kararı verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    9. Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.05.2015 tarihli ve 2015/46 E., 2015/217 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler yanında, ihraç kararına dayanak yapılan ihtarnameler, ihraç kararlarının alınması ve davalıya tebliğinin 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce gerçekleştiği, ihraç kararlarında gecikme faizinin hesabında da 23.05.2011 tarihinin esas alındığı, ihraç kararına dayanak yapılan ihtarnamelerde yazılı borç tutarının 818 sayılı BK hükümlerine ve genel kurul kararlarına uygun hesaplandığı, daha sonradan çıkan yasal düzenleme nedeniyle bu işlemi geçersiz kılmanın, temerrüt faizinde faiz sınırlamasına gitmenin, hukuki güvenilirlik ve hakkaniyet ilkelerini zedeleyeceği, bu nedenle, 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce açılan davalarda ve özellikle eski kanun döneminde geçerli mevzuata uygun surette hesaplanan gecikme faizi ve bu faiz oranı esas alınarak yapılan işlemlere geçerlik tanınacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Somut olayda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, davacı hakkında uygulanacak faiz oranının belirlenmesinde aynı Kanun’un 120/2. maddesindeki sınırlamanın uygulanıp uygulanmayacağı, burada varılacak sonuca göre mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Yerel mahkemenin ilk kararında davacının, kooperatif tarafından eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı, kooperatif toplantısında aidatlarda hesap hatası yapıldığını kabul ettiği yönündeki iddialarının reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Özel Dairenin 26.03.2014 tarihli ve 2013/9335 E., 2014/2313 K. sayılı kararı ile birinci bentte davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmakla, mahkemece kooperatif tarafından eşitlik ilkesine aykırı davranıldığı, kooperatif toplantısında aidatlarda hesap hatası yapıldığını kabul ettiği yönündeki iddialarının reddi yönünden verilen hüküm kesinleşmiş olmakla uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin bu yönlere ilişkin direnme kararını temyiz itirazları inceleme konusu yapılmamıştır.
    13. Diğer yandan konunun çözüme kavuşturulması bakımından konuya ilişkin yasal düzenlenmelerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
    14. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortaklıktan çıkarılma esasları ve itiraz” başlıklı 16. maddesi;
    “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
    Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.
    Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
    Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.” hükmüne haizdir.
    15. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortakların ödev ve sorumlulukları” başlıklı 27. maddesi;
    “Ortakların yüklendikleri paylar için ödiyebilecekleri para tutarını ana sözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek  yükümlerini  yerine  getirmelerini  ister.  İlk  isteğe  uymıyan  ve  ikinci  istemeden  sonra  da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmiyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, ana sözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” düzenlemesini içermektedir.
    16. Yapı Kooperatifleri Tip Ana Sözleşmesinin “Ortaklıktan Çıkarma” başlıklı 14. maddesinde yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılma hâlleri belirlenmiş olup, tip sözleşmenin 14/2. maddesinde, parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtarın yapılacağı, ikinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin yönetim kurulunca ortaklıktan çıkarılabileceği düzenlenmiştir.
    17. Anılan düzenlemelere göre, kooperatif ortağının ihraç edilebilmesi için, yasa ve anasözleşmeye uygun şekilde ihtar edilmesi ve ayrıca ihtara konu edilen borcun gerçeği yansıtması gerekmektedir.
    18. Ortağın tebliğ edilen her iki ihtarnamede bildirilen borç miktarının aynı olması, farklı ise bunun nedeninin ihtarnamelerde açıklanması, borç miktarında tereddüde meydan verilmemesi, ihtarnameye uyulmaması hâlinde ne gibi bir yaptırım uygulanacağının açıkça gösterilmesi zorunludur. Aksi hâlde ortağın 1163 sayılı Kanunun 16. ve 27. maddelerine uygun olarak temerrüde düştüğü kabul edilemeyeceğinden ihracı da yasaya uygun sayılamayacaktır.
    19. Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen 23.05.2011 tarihli ihtarname ile 207.200TL aidat ve 175.797TL gecikme faizi toplamı 382.997TL’nin ihtarın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde ödenmesi ihtar edilmiştir.
    20. Davacı tarafından ihtarnamede belirtilen süre içerisinde ödemenin yapılmaması üzerine, davalı kooperatif tarafından 01.07.2011 tarihli ikinci ihtarname ile, 207.200TL aidat ve 175.797TL gecikme faizi toplamı 382.997TL’nin ihtarın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde ödenmesi ihtar edilmiştir.
    21. Davacı tarafından, ihtarnamede verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi üzerine kooperatif yönetim kurulunca hakkında ortaklıktan çıkarılma kararı verilmiştir. Verilen bu karara karşı davacının kooperatif genel kuruluna yaptığı itiraz, kooperatif genel kurulunun 01.04.2012 tarihli toplantısında gündemin 7. maddesinde görüşülerek reddedilmiştir.
    22. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2007 Mayıs - 2011 Mart dönemine ilişkin olarak davacının aidat ve gecikme faizi borcu hesaplanmıştır.
    23. Davalı kooperatif tarafından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. ve 27. maddeleri Yapı Kooperatifleri Tip Ana Sözleşmesinin 14. maddesinde belirtilen prosedüre uygun olarak ihtarnameler gönderilmiş olup, gönderilen ihtarnamelerin tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK) uyarınca işlem yapılmıştır. Mahkemece, hesaplanan borç ve faiz miktarı yönünden, 6098 sayılı TBK’nın 120. maddesi yukarıda belirtilen ihtar tarihlerinde yürürlükte olmadığından bu maddede belirtilen sınırlamanın dikkate alınmaması yerindedir.
    24. Tüm bu nedenlerle mahkemece yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
    Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.06.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi