18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/8497 Karar No: 2014/13633 Karar Tarihi: 30.09.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/8497 Esas 2014/13633 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı vakıf üyeliğinin sona ermesi nedeniyle birikmiş alacağın tahsili için açılan davada, mahkeme davanın kabulüne karar vermiş ve 29.220 TL’nin davalı vakıftan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, vakıf üyeleri arasında eşitsizlik yaratacak şekilde değerlendirme yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmiştir. Bu nedenle hüküm yargıtay tarafından bozulmuştur. Bilirkişi raporunun yanlışlığına işaret eden yargıtay kararında, vakıfların, yönetimleri ve üyeleri ile aralarındaki hukuki işlemleri, vakıf senedi ve eğer senetlerinde düzenlenmiş ise bu senede aykırı olmamak şartıyla çıkartılmış ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olmak zorunda olduğuna dikkat çekilmiştir. Kararda özellikle vurgulanan kanun maddeleri şunlardır: Türk Medeni Kanunu ve Vakıf Senedi ve Krediler Yönetmeliği’nin 37.maddesi.
18. Hukuk Dairesi 2014/8497 E. , 2014/13633 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/02/2014 NUMARASI : 2012/281-2014/89
Dava dilekçesinde, vakıf üyeliğinin sona ermesi nedeniyle birikmiş alacağın tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vakıf vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av.H.. U.. ile aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av.K..K.. geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde, vakıf üyeliğinin sona ermesi nedeniyle birikmiş alacağının yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 29.220 TL’nin davalı vakıftan tahsiline karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı A.. E..’’in, davalı T.. V..’na 02.03.1992 tarihinde üye olduğu, 15.03.2011 tarihli dilekçesi ile vakıf üyeliğinden ayrılmak istediği, bu nedenle kendisine bu tarihte yürürlükte bulunan V.. Senedi ve Krediler Yönetmeliği’nin 37.maddesine göre 4.346,13 TL ayrılış tazminatı hesaplandığı, davalı vakfın süreç içerisinde vakıf senedi ve yönetmeliklerinde köklü değişiklikler yaptığı, vakıf yönetim kurulunun 15.07.2009 gün 89 nolu kararı ile özelleştirmeden dolayı çalıştığı kurumdan ayrılanlara (kendi isteği ile ayrılanlar hariç) kesinti yapılmaksızın birikmiş aidatlarının tamamının ödeneceğine ilişkin karar alındığı ve bu kararın halen yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu vakıf, Türk Medeni Kanunu"na göre kurulan ve uygulamada munzam vakıf olarak nitelendirilen, üyelerine ek sosyal güvenlik hakları sağlayan bir vakıftır. Bu tür vakıfların, yönetimleri ve üyeleri ile aralarındaki hukuki işlemleri, vakıf senedi ve eğer senetlerinde düzenlenmiş ise bu senede aykırı olmamak şartıyla çıkartılmış ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olmak zorundadır. Dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafça yatırılan birikimlerin davalı vakıf tarafından nemalandırma yönteminin tartışılması değil, ödeme tarihinde yapılan hesaplamanın vakıf senedi ve yönetmeliklerinden oluşan mevzuata uygun biçimde yapılıp yapılmadığıdır. Bu nedenle somut olayda mahkemece, aralarında vakıf ve muhasebe uzmanlarının da olduğu yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, öncelikle davacının vakıftan ayrılmak istediği 15.03.2011 tarihi itibariyle üyelik durumunun (aktif üye, emekli, istifa, isteğiyle işten ayrılmış olup olmadığı vs.) tespit edilmesinden sonra, bu tarih itibariyle yürürlükte bulunan vakıf senedi ve varsa yönetmeliğin ilgili hükümlerine göre özellikle de 15.07.2009 gün 89 no’lu yönetim kurulu kararı da dikkate alınmak suretiyle hukuki statüsünün tam olarak belirlenmesinden sonra bir hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken mevzuatta karşılığı bulunmayan ve vakıf üyeleri arasında eşitsizlik yaratacak şekilde değerlendirme yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.