3. Hukuk Dairesi 2016/17407 E. , 2017/6449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını ve bu karar gereği davalıya aylık 300,00.TL nafaka ödediğini, ancak davalı tarafın boşanma sonrasındaki ekonomik durumuna kıyasla şu an çok daha iyi durumda olduğunu, davalı tarafa eski ölen eşinden dolayı maaş bağlandığını, yoksulluk nafakasına ihtiyaç duymayacak bir gelire sahip olarak yaşamını sürdürdüğünü belirterek, hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davalının herhangi bir malı, mülkü veya gelirinin olmadığını, evinin kira olduğunu, ölen eşinden aldığı maaşın asgari ücretin altında olduğunu ve onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığını, paranın alım gücündeki düşme ve fiyat pahalılığı nedeniyle davalının ekonomik açıdan çok zor durumda olduğunu, davacının hükmedilen nafakayı ödemekte maddi sıkıntısının olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. 176/4.maddesine göre ise; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre; davacının emekli olduğu, 1.100 TL emekli maaşı aldığı, kira ödemediği, üzerine kayıtlı bir işyeri ve meskeni ile 3/8 paylı tarlası bulunduğu; davalının ise ev hanımı olduğu, 350 TL kira ödediği, boşanmadan sonra 1.000 TL ölüm aylığı aldığı, üzerine kayıtlı 1/5 paylı tarlası bulunduğu anlaşılmıştır.
Yerleşik Yargıtay"ın uygulamalarına göre, ölüm aylığı bağlanmasının yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir.
Bu durumda, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.