11. Hukuk Dairesi 2012/8180 E. , 2014/196 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
VEKİLİ : AV. ...
VEKİLİ : AV. ...
2-. SAN. TİC. KOLL. ŞTİ.
VEKİLİ : AV. ...
3-
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/09/2011 tarih ve 2011/50-2011/5 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı firmanın müvekkilinden davalı Banka"nın Seyhan/Adana Şubesi"ne ait, keşidecisi davalı Tansuğ firması olan iki ayrı çek karşılığı mal satın almak istediğini, banka şubesinden ve davalı şirketin yetkilisi olduğunu belirten diğer davalıdan teyit alındığını, gerekli araştırmalar yapılarak çeklerin kabul edildiğini, malların teslim edildiğini, tahsil için ibraz edildiğinde keşidecinin TTK"nın 711/3. maddesi uyarınca verdiği talimat sonrasında ödeme yapılmadığını, yapılan araştırmada davalı keşideci şirketin yetkilisi olmayan davalı ... Kılınç"ın şirketin temsilcilerinin imzasını taklit ederek çek karnesini aldığı, yetkisi olmadığı halde bu çekleri imzalayarak veya boş şekilde piyasada kullandığının ortaya çıktığını, alacağın tahsil edilmediğini, davalı ... Kılıç"ın haksız fiil, davalı şirketin istihdam eden ve davalı bankanın ise kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca mevcut zarardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 92.000 TL"nin müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Banka vekili, çeklerin davacı şirkete nasıl intikal ettiğinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini, cirantalara davanın ihbarının zorunlu olduğunu, çek karnelerinin hesap sahibi davalı şirkete usulüne uygun şekilde teslim edildiğini, öteden beri bir uygulama bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin kusurunun olmadığını, davalı ... Kılıç"ın şirkette sekreter olarak görev yaptığını, temsil yetkisinin bulunmadığını, hukuka aykırı davranışıyla çekleri ele geçirdiğini, müvekkili sorumluluğunun olmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunmalar, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının zararından söz edilebilmesi için, sahteliği iddia edilen ve karşılıksız çıkan çeke dayalı bütün müracaat yollarının tüketilmesi ve çek bedelinin cirantalardan tahsil edilemez hale geldiğinin ortaya çıkması gerektiği, davacının hukuki yolları denemeden doğrudan tazminat davası açtığı, 08.08.2007 tarihinde keşideci ve dava dışı akidi firma aleyhine takip başlattığı, takip kesinleştirilmeden tebligat aşamasında işlemsiz bıraktığı, davasını erken açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
.../...
-2-
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalı bankaya çek hesabı açarken üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek dava açmıştır. Davalı banka açısından böyle bir zararın ileri sürülebilmesi bakımından, öncelikle sahteliği iddia edilen ve karşılıksız çıkan çekler dolasıyla davacının asıl sorumlular hakkında tüm hukuki yolları tüketmesi ve buna rağmen alacağını tahsil edememesi gerekmektedir. Dairemizin öteden beri uygulaması da bu yöndedir. Esasen, davacının diğer davalılar aleyhine açmış olduğu işbu dava da anılan hukuki yollardan birisidir. Dava tarihi itibariyle davacının, davalı bankaya yönelik dava açabilmesi için gerekli ön koşulun mevcut olmadığı, asıl sorumlulara yönelik hukuki yolların tüketilerek alacağına ulaşma imkanının bulunmadığı şartı yerine gelmediğinden davacı vekilinin davalı bankaya yönelik temyiz itirazlarının reddiyle bu davalı hakkındaki kararın onanması gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacının, dava dışı firma ile satım sözleşmesi kapsamında ticari ilişkide bulunduğu, dava konusu çekleri satış bedeli yerine aldığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ceza soruşturması ve dosya kapsamından davalı şirketin çeklerinin büyük bir kısmının çalışanı diğer davalı gerçek kişi tarafından imzalanarak piyasaya sunulduğu anlaşılmaktadır. Hukuk yargılamasında olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme yargıca aittir. Davacı, gerçek kişiye karşı açtığı davada haksız fiil, davalı şirkete karşı açtığı davasında ise, adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine dayanmıştır. Ayrıca, somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nın 730. maddesi yollamasıyla çekler için de geçerli olan 590. maddesi(yeni 6102 sayılı TTK"nın 678. maddesi) hükmüne göre temsile yetkili olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir çeke imzasını koyan kimse, o çekten dolayı bizzat sorumlu olacaktır.
Bu durum karşısında, davalı banka dışındaki davalılar ile ilgili davada farklı hukuki nedenlere dayanıldığı dikkate alınıp, bu davalılar bakımından işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı banka hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu davalı hakkındaki kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
24.01.2014 -