19. Ceza Dairesi 2019/10624 E. , 2019/7184 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın, ambalajında bandrol bulunmayan sigaraları ticari amaçla nakletmekten ibaret fiilinin münhasıran 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18 maddesine uyduğu da gözetilmeksizin hükmün esasını oluşturan ve tefhimle geçerlilik kazanan kısa kararda sanık hakkında 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/5-10. maddelerinden mahkumiyet kararı verildiği halde gerekçeli kararda anılan Kanun’un 3/5-18 maddelerinden mahkumiyet kararı verilerek gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturulması,
2- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiillerin devletin sözü edilen egemenlik hakkı ile birlikte vergilendirme hakkını ve mali yararlarını ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık hakkında 14/04/2013 tarihinde işlediği aynı nitelikteki suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/422 E. sayılı mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/19746 E. sayılı dosya üzerinden incelenerek bozulmasına karar verilmesi karşısında ;
Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kabule göre de,
1-Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmesine karar verilerek infazda yetkinin kısıtlanması,
2-Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 6455 Sayılı Kanun ile değişik 5607 Sayılı Kanun kapsamında TAPDK’nin katılma hakkı bulunmadığı gözetilmeksizin katılmasına karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
3-Savunmasında aylık 500 TL geliri bulunduğunu beyan eden ve hakkında sosyal ekonomik durum araştırması yaptırılmayan sanığın ambalajında bandrol bulunmayan 45 paket sigarayı bulundurmaktan ibaret fiilinde alt hadden uzaklaşmayı gerektirecek sebep bulunmadığı halde hapis cezası ile birlikte hükmolunan adli para cezasında teşdit uygulanması,
4-Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesinde cezaya konu edilen seçimlik eylemlerin, ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri üretmek, yurda sokmak, ticari amaçla bulundurmak, nakletmek, satışa arz etmek veya satmaktan ibaret olması karşısında suça konu eşyadan alınan numuneler getirtilerek ilgili işaretlerin bulunup bulunmadığının hakim tarafından tespiti yerine, gerekmediği ve sanığın KEMT varakasındaki değerlere ilişkin itirazı da bulunmadığı gözetilmeksizin keşif icra edilip bilirkişi raporu alınarak yapılan yargılama giderlerine kendisi sebep olmadığı halde bu yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
5- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15/04/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dairemizin 2019/1905 Esas - 2019/5679 Karar sayılı kararında sebeplerini ayrıntılı olarak açıkladığım üzere;
45 paket kaçak sigarayı satarken yakalanan sanığa, etkin pişmanlık için ödemesi gereken miktarın bildirilmek suretiyle sonucuna göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinden Sayın Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
KARŞI OY
Dairemizin 26/02/2019 tarih ve 2019/1586 Esas, 2019/4829 Karar sayılı karşı oy yazımızda gerekçeleri ayrıntılı olarak belirtildiği üzere;
Hukuk devletinde asıl olan adil yargılanma hakkı çerçevesinde sanığa haklarını öğretme yükümlülüğünün adli makamlarca usulüne uygun şekilde yerine getirilmesidir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlıkta, sanığa ele geçen gümrük kaçağı eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katını ödemesi halinde 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma imkanı bulunduğunun mahkemece usulüne göre açıklanması, sanığa haklarının öğretilmesi gereklidir.
Eğer sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulansa idi; fiiline uyan 5607 sayılı Kanun"un 3/18, 5/2. maddeleri gereğince hükmolunacak ceza, hükmün açıklanmasının ertelenmesi veya hapis cezasının ertelenmesi gibi lehe hükümlerin uygulanması sonucuna varılmasını sağlayabilecek idi. Açıklanan sebeplerle, sanığa haklarının adli makamlarca usulünce öğretilmesi gereklidir. Bu bağlamda dosya içinde yer alan ve davanın tarafı Gümrük İdaresi tarafından düzenlenen KEMT varakasından sanığın eşya değerini bilebileceği ve isterse bu değerin iki katını ödeyerek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabileceği şeklindeki bir düşünceyi adil yargılanma hakkı ile bağdaştırmak güç gözükmektedir.
Açıklanan sebeplerle Sayın Çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.