23. Hukuk Dairesi 2013/3750 E. , 2013/4866 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 07...1995 ila 08.07.2001 tarihleri arasında müdürlüğünü yapan davalının, aynı zamanda dava dışı ... İnşaat Ltd. Şti.’nin de temsilcisi olduğunu, davacı ile dava dışı arsa sahipleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme gereği yapılacak inşaatın dava dışı olan ve davalının temsilcisi olduğu ... İnşaat Ltd. Şti. tarafından yapılması konusunda eser sözleşmesi yapıldığını, davalının anılan şirkete aylık hak edişe göre ödeme yapması gerekirken, hak ediş olmaksızın ödeme yaptığını, arsa sahiplerine teslim edilecek kısmın zamanında imal edilmemesi nedeniyle arsa sahiplerine ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, zamanında temsilcisi olduğu şirketi ikaz etmeyen davalının bu zarardan sorumlu olduğunu, davacı kooperatif ile dava dışı anılan şirket arasındaki sözleşme gereğince ödenmesi gereken vergi ve sigorta prim borçlarının ödenmemesi nedeniyle gecikme cezası ödenmesi zorunda kalındığını, davalının imalat yapılmamasına rağmen ... İnşaat Ltd. Şti.’ne ödeme yaptığını ileri sürerek, şimdilik 200.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin ....05.1995 tarihli yönetim kurulu kararı ile davalının kooperatif müdürü olarak atandığı ve yönetim kurulu üyelerinden herhangi birisinin müşterek imzaları ile kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olduğu, davalının davacı kooperatif ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan ... İnşaat Ltd. Şti’nin temsilcisi olduğu konularında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının kooperatif müdürü olarak atandığı genel kurulda, kooperatif müdürüne verilen görevlerin belirtilmediği, kooperatifin işleyişine ilişkin temel ve idari işlerin tamamı veya bir kısmını üstlenecek biçimde atanmadığı, davacı kooperatif ile dava dışı ... İnşaat Ltd. Şti. arasındaki eser sözleşmesinin geçersiz olduğunun, ... Asliye .... Ticaret Mahkemesinin 2002/865 E, 2009/66 K sayılı ilamı ile sabit olduğu, davacı geçersiz sözleşmeye dayalı da olsa yüklenicinin inşaatı geç teslim etmesi nedeniyle arsa sahipleri ile düzenlenen sözleşmeye dayalı olarak arsa sahiplerine tazminat ödediğini belirttiği, arsa sahipleri ile davacı kooperatif arasındaki ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/730 E. sayılı davanın, 03.07.2003 tarihli anlaşma nedeniyle feragatle sonuçlandığı, sigorta primi ve vergi ödemesinin gecikmesi nedeniyle ödenen gecikme cezasının ....767,62 TL olduğu, bu meblağın ise davacı kooperatifin davalının da içerisinde olduğu yöneticiler aleyhine açtığı tazminat davasının feragat nedeniyle reddedildiği
....01.2003 tarihinden önce ödendiği, davanın davacı kooperatifin müdürü olan davalıya yönelik kooperatife zarar verildiği iddiası ile açılan tazminat istemine ilişkin olmasına göre, kooperatifin uğradığı zarar ile davalının kooperatif müdürü sıfatı ile yaptığı işlemler arasında illiyet bağının belirlenmesi gerektiği, geç teslim nedeniyle arsa sahiplerine ödenen 220.000,00 TL’nin davacı kooperatif ile dava dışı arsa sahipleri arasındaki sözleşmeye dayalı olduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken TTK"nın 319. maddesinde, anasözleşme ile temsil yetkisinin ve idare işleminin hepsinin veya bazılarının yönetim kurulu üyesi veya pay sahibi olmaları zorunlu olmayan müdürlere bırakılabilmesi için genel kurula veya yönetim kuruluna yetki verilebileceğinin düzenlendiği, TTK’nın 342. maddesi değerlendirildiğinde, kooperatife müdür olarak atanan kişinin atanma usulünü anasözleşmede öngörülen şekilde genel kurula veya yönetim kuruluna bırakılmış olması, verilen görevin de kooperatifin temsil ve idare mali işlerinin önemli bir kısmını içermesi gerektiği, davacı kooperatifin anasözleşmesinde müdür atanması konusunda özel bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda yönetimde TTK"nın 317. maddesi uyarınca yalnız yönetim kurulunun yetkili olduğu, davacı kooperatif anasözleşmesinde yönetim kuruluna müdür atama yetkisi verildiği, ancak müdüre verilen görevlerin belirtilmediği, kooperatif müdürünün yönetim kurulu üyelerinden birisi ile birlikte müştereken kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olduğu, TTK"nın 336/son maddesinin atıfta bulunduğu aynı Yasa’nın 319. maddesine göre, yönetim kurulu üyeleri arasında bir ... bölümü bulunmadığı takdirde yönetim kurulu üyelerinin müteselsil olarak sorumlu oldukları, kooperatif müdürünün münferiden sorumlu olduğuna ilişkin anasözleşmede ve yönetim kurulu kararında özel bir düzenleme ve açıklama bulunmadığı, tek başına kooperatif müdürüne yöneltilen sorumluluk davasının reddi gerektiği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
...-Dava, kooperatifin yönetim kurulunca atanan müdürü davalının, usulsüz veya yasaya aykırı işlemleriyle kooperatifi zarara uğrattığı iddiasına dayalı olarak kooperatif zararının tazmini için açılan sorumluluk davasıdır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollaması nedeniyle kooperatiflere de uygulanması gereken TTK"nın 319/.... maddesi, “Anasözleşme ile temsil yetkisinin ve yönetim işlerinin hepsi veya bazıları yönetim kurulu üyesi olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zorunlu olmayan müdürlere bırakabilmek için genel kurula veya yönetim kuruluna yetki verilebilir” hükmünü içermektedir. TTK"nın 342. maddesi yukarıda anılan 319/.... maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, şirkete müdür olarak atanan kişinin atanma yönteminin anasözleşmede öngörülmüş ve öngörülen şekilde genel kurula veya yönetim kuruluna bırakılmış olması ve tevdii edilen görevin de kooperatifin temsil ve idari mali işlerinin önemli bir kısmını içermesi gerekir. Esasen 1163 sayılı Kanun"un 58. maddesi de aynı ilkelere göre düzenlenmiştir. Anasözleşmede müdür atanması konusunda bir hüküm sevk edilmemişse, yönetimde TTK"nın 317. maddesi uyarınca sadece yönetim kurulu yetkilidir.
Davacı kooperatif anasözleşmesinin 51. maddesi, “yönetim kurulu kooperatifin mali ve idari işlerini yürütmek üzere kendi arasından veya hariçten bir müdür ile kooperatif işlerinin gerekli kıldığı diğer personeli istihdam edebilir. Bunlar kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludur” hükmünü içerdiği halde Mahkemenin aksi yöndeki gerekçesi dosya kapsamına uygun değildir.
Öte yandan, davalı müdürün, davacı kooperatif yönetim kurulunun kararı ile atandığı ve yönetim kurulu üyelerinden birisi ile müştereken davacı kooperatifi temsile yetkili olduğu yerel mahkemece tespit edilmiştir. Bu yetkilendirmenin, anılan 319/.... maddesinde aranan koşulları içerdiğinin kabulü gerekir. Aksi yöndeki gerekçe isabetsizdir.
Bu durumda, anasözleşme ve yönetim kurulu kararında özel düzenleme ve açıklama bulunmadığı, diğer anlatımla, TTK"nın 319/... ve 336/son maddesi uyarınca davalının sorumlu olduğu işler belirlenip ayrılmadığı anlaşıldığından, davalı müdürün, TTK’nın 319/..., 336/... ve 336/son madde hükümleri uyarınca, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte kooperatife verilen zarardan müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekir. BK’nın 142/.... maddesinin, “alacaklı müteselsil borçluların cümlesinden veya birinden borcun tamamen veya kısmen edasını istemekte muhayyerdir” hükmü nazara alındığında, davacı kooperatifçe diğer müteselsil sorumlular olan yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılmamış olması, kooperatif müdürü aleyhine açılan işbu davanın karara bağlanmasına engel teşkil etmemektedir. İcrai müdürlerin sorumlulukları, anılan 342. maddesi uyarınca 336. madde hükmüne tabidir. Kural olarak, yönetim kurulu üyeleri şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulmazlar, ancak, öğretideki baskın görüşe göre, TTK"nın 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen sorumlu olurlar. Yani yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul etmiştir. TTK"nın 338. maddesi uyarınca kusurlarının bulunmadığını ispat etmedikçe, sorumluluktan kurtulamazlar. Mahkemenin tek başına kooperatif müdürüne yöneltilen sorumluluk davasının reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istisnayı kural yapan gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Zira, kural müteselsil sorumluluk olup, tek başına sorumluluk için bunun ayrıca karar altına alınmış olması gerekir.
Bu durumda, mahkemece, ....05.1995 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca müştereken kooperatifi temsile yetkili kılınan davalı müdürün zarardan ilke olarak müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın yukarıda açıklanan açıklamalar çerçevesinde esasının incelenmesi, tarafların delillerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
...- Davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (...) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (...) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ....07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.