11. Hukuk Dairesi 2013/9945 E. , 2014/154 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
DAVACILAR : 1- ...
: 2- ...
: 3- ...
: 4
: 5- ...
: 6- ...
: 7- ...
: 8- ...
: 9- ...
: 10- ...
: 11- ...
: 12- ...
: 13- ...
: 14- ...
VEKİLİ : AV. ...
VEKİLİ : AV. ...
İFLAS İDARESİ : ADANA 1.İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ
Taraflar arasında görülen davada Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/04/2013 tarih ve 2012/192-2013/109 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin % 20.5831 oranında hissedarları olduklarını, 02.05.2008 tarihinde süresi biten davalı şirket yönetim kurulunun görevi kötüye kullandığına, fabrikayı kasten zarara uğrattıklarına dair kuvvetli şüphe oluştuğundan Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/248 esas sayılı dosyası ile denetçi tayini için dava açıldığını, yine müvekkillerinin bilanço görüşmelerini erteleme talebi doğrultusunda 02.05.2007 tarihine kadar yapılan ve genel kurulun iptali konusunda Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/235 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yönetim kurulunun ortakları zarara uğratmak kastıyla hareket ettiklerini, haksız kazanç sağladıklarını, Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/73 D.iş sayılı dosyasından yapılan tespitle alınan rapora göre
./.
S.2
makine ve teçhizatların değerinin altında satış gösterildiğinin tespit edildiğini, davalı şirketin son genel kurul toplantısının 02.05.2007 tarihinde yapıldığını, 02.05.2008 tarihinde yapması gereken genel kurulun yapılmadığını, bilançoların hazırlanmadığını, davalı şirketin yönetim kurulunun fabrika sahasının bulunduğu arsayı satmayı planladıklarını ileri sürerek davacıların hissedarı olduğu....’nin organsız kalması ve şirket yönetimindeki suistimaller nedeniyle TTK’nın 434 ve devam eden maddeleri çerçevesinde yapılması planlanan 08.10.2008 tarihli genel kurul toplantısından önce tedbiren....’ye kayyım tayin edilmesine, tayin edilecek kayyım vasıtasıyla şirketin fesih ve tasfiye işlemlerinin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22.12.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile "08.10.2008 tarihli genel kurul toplantısından önce tedbiren....’ye kayyım tayin edilmesine, tayin edilecek kayyım vasıtasıyla şirketin fesih ve tasfiye işlemlerinin yapılmasına" şeklinde yer alan istemin tayin edilecek kayyımın tayin zamanı açısından bir sınırlama olmaksızın..."ye kayyım tayin edilmesine, tayin edilecek kayyım vasıtasıyla şirketin amacını gerçekleştirmesinin imkansız hale gelmesi, yine şirketin iflas durumunda olması nedenleri ile fesih ve tasfiye işlemlerinin yapılmasına" şeklinde davayı ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili, görev süresi dolsa dahi yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar eski yöneticilerin görevlerinin devam edeceğini, bu halde şirketin organsız kalmasının söz konusu olmadığını, görev süresi bitmiş olsa dahi yöneticilerin genel kurula çağrı görevinin devam ettiğini, görev süresi sona eren yönetim kurulu üyelerinin yerine yenisinin seçilmemiş olmasının toplantıda alınan kararları geçersiz kılmayacağını ve davanın açılmasından sonra şirket genel kurul toplantısı yapılmışsa davanın konusu kalmayacağını, davacının iddialarının samimi olmadığını, şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için gayrimenkulünü satmak zorunda bulunduğunu, esas işin Organize Sanayiinde bulunan fabrikada yürütüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 17.11.2011 tarih, 2011/9920 E., 2011/15328 K. sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/391 E. sayılı dosyası kapsamında davalı şirketin 13/10/2011 tarihi itibari ile iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, iflas idaresinin, şirketin fesih ve tasfiyesini yerine getirecek olup iflas kararı sonrası davanın konusunun kalmadığı, her ortağın haklı nedenle fesih ve tasfiye davası açması mümkün olduğundan davacıların şirketteki pay miktarları dikkate alınarak vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedileceği gerekçesiyle konusu kalmayan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, anonim şirketin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak, bozma ilamı sonrasında oluşan duruma göre davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak, mahkemece hüküm fıkrasında bakiye karar harcının davacı taraftan alınmasına karar verildiğinin, davalı taraf yararına vekalet ücretine hükmedildiğinin ve kararın davacı tarafça temyiz edilmemiş olduğunun anlaşılmasına göre, vekalet ücreti ve yapılan yargılama giderlerinin tamamından davacı tarafın sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde ve davada taraf olmayan şirket ortaklarından dahi yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tahsili
./.
S.3
şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiş ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde yer alan ""davacıların şirketteki pay oranı olan %20.5831 dikkate alınarak 1.048,22 TL"sinin davalı şirketin davacılar dışındaki ortaklarından alınıp davalı tarafa ödenmesine"" ibaresinin karardan çıkarılarak, yerine ""davacılardan alınıp davalı tarafa ödenmesine"" ibaresinin eklenmesine, yine 4 nolu bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine ""davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına"" ibaresinin eklenmesine, kararın düzeltilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.