Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13041
Karar No: 2015/15012
Karar Tarihi: 23.12.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/13041 Esas 2015/15012 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/13041 E.  ,  2015/15012 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM VE ECRİMİSİL

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacılar, kayden paydaşı oldukları 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazları ihtara rağmen davalıların ekim yapmak ve zeytin ağacı dikmek suretiyle işgal ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, dava dışı taşınmazlar ile birlikte çekişme konusu taşınmazların paylaşıldığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, intifadan men olgusunun gerçekleşmediği, taraflar arasında dava dışı taşınmazlarla birlikte çekişme konusu taşınmazlarda da paylaşım yapıldığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu tarla niteliğindeki 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların taraflar ile birlikte dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, 14.9.2012 tarihli bilirkişinin hazırladığı rapor ve krokiye göre 29 parselde (A) ile gösterilen bölümün davacılardan ............ ve ...."nin, (B) ile gösterilen bölümün davalı ..."in, (E) ile gösterilen bölümün davalı ..."nin kullanımında olduğu, 30 parsel sayılı taşınmazda ise (C) ile gösterilen bölümün davalı ... ve (D) ile gösterilen bölümün davalı ..."nin kullanımında olduğu anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekirki, paydaşlar arasındaki fiili kullanma biçimine veya harici taksime değer verilebilmesi için o kullanma biçimi veya harici taksimin aynı parsele yönelik olması, tüm paşdaşları bağlayacak nitelik taşıması gerekir.Yerleşmiş içtihatlara göre, parsellerin paylaşımı şeklinde oluşan bir kullanım biçimine değer verilemez ve böyle bir kullanım biçimi hukuken himaye görmez.
    Bu durumda; çekişme konusu taşınmazlarda tüm paydaşları bağlayan taksim ya da fiili kullanma biçimi oluşmadığına ve 29 parsel sayılı taşınmazda davacılardan ............ ve ...."nin kullandıkları bölüm bulunduğuna göre anılan parsel yönünden ............ ve ...."nin açtığı davanın reddine karar verilmiş olması yukarıda anılan gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacılardan .... ve ............"in bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Tüm davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir.
    Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 237, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK"nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; bilirkişi rapor ve krokisine göre 29 parsel sayılı taşınmazda davacılardan Süleyman"ın, 30 parsel sayılı taşınmazda ise tüm davacıların kullandığı ya da kullanabileceği bir bölüm bulunmamaktadır.
    Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler somut olgularla birlikte değerlendirildiğinde, 29 parsel yönünden davacı ..."ın, 30 parsel sayılı taşınmazda ise tüm davacıların elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil istekleri bakımından ise taraflar arasında anlaşmaya dayalı olarak çekişme konusu bölümlerin kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi