Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/363
Karar No: 2018/686

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/363 Esas 2018/686 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/363 E.  ,  2018/686 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 1-100

    Taksirle orman yangınına sebep olma suçundan sanıklar ... ve ..."in beraatine ilişkin Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.11.2011 tarihli ve 272-294 sayılı hükümlerin, Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 28.11.2013 tarih ve 15396-43037 sayı ile;
    “Yangının başlangıç noktası ve rüzgârın yönünün tespiti ile ormanda meydana gelen yangının sanıkların ateş yaktıkları iddia edilen yerden başlayıp başlamadığı, sanıkların kusurlu olup olmadığına dair alanında uzman orman, itfaiye ve fen bilirkişileri ile keşif yapıldıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile sanıklar hakkında beraat hükmü kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 19.03.2014 tarih ve 1-100 sayı ile;
    “Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller karşısında mahkememizce verilen 23/11/2011 tarih 2011/294 karar sayılı kararın yerinde olduğu sanıkların atılı eylemle ilişkilerini belirleyecek delil bulunmadığı, sanıkların üzerine atılı şüphenin sadece katılan idarenin varsayımlarından ibaret olduğu aradan geçen zaman da nazara alındığında bozma ilamı doğrultusunda yapılacak keşif ve toplanacak delillerin sübuta fail ve olay arasındaki bağlantının kurulmasına tesir etmeyeceği” gerekçesiyle bozma kararına direnerek sanıkların beraatine karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.11.2015 tarihli ve 168821 sayılı “onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 1047-2004 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 09.03.2017 tarih ve 512-2420 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı taksirle orman yangınına sebep olma suçundan eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Bergama Orman İşletme Müdürlüğünde görevli orman muhafaza memurları tarafından düzenlenen 15.03.2011 tarihli suç tutanağında; 15.03.2011 günü Kapukaya köyü, Kavakalan mevki, 96 no’lu bölmede akşam 21.30 sıralarında çıkan orman yangınına ilk müdahalenin saat 22.00"de yapıldığı, 22.30"da kontrol altına alınan yangının, 0,02 hektar alanda örtü yangını şeklinde gerçekleştiği, daha sonra soğutma işlemi yapılarak tamamen söndürüldüğü, yangın alanı civarında yapılan araştırmada herhangi bir emareye rastlanılmadığı, herhangi bir emareye rastlanılması hâlinde ek bir suç tutanağı ile işletme şefliğine bildirileceği açıklamalarına yer verildiği,
    Orman yangın amiri tarafından düzenlenen 13190 esas numaralı yangın bilgi formuna göre yangının; telefonla haber alındığı, İzmir Bölge Müdürlüğü, Bergama İşletme Müdürlüğü, İncecikler İşletme Şefliğine bağlı İzmir, Bergama, Kapukaya köyü, Kavakalan mevki, 96 no’lu bölmede, yerleşim yerine 5 km mesafede gerçekleştiği, 15.03.2011 tarihinde saat 21.30’da başladığı, ilk müdahalenin aynı gün saat 22.00’de yapıldığı, kontrolünün 22.15’de sağlandığı, 17.03.2011 tarihinde saat 16.30’da söndürüldüğü, failinin arandığı ve çıkış nedeninin çoban ateşi olduğu, alanı “0,2 hektar”, yangın amiri ve raporu verenin “Ferhat Berk”, verimli orman alanı “koru”, meşçere tipi “Çzcd2”, ağaç türü “Çz”(kızılçam), türü “örtü 0,2” olduğu bilgilerine yer verildiği,
    Orman yangın amiri tarafından düzenlenen 13189 esas numaralı yangın bilgi formunda; 13190 esas numaralı forma ek olarak nisbi nemin %80, rüzgâr hızının 5 knot, rüzgâr yönünün 250, en yüksek sıcaklığın 10 derece olduğu ve yağış olmadığının belirtildiği,
    Bergama Orman İşletme Müdürlüğü tarafından düzenlenen üst yazı ve ekindeki yangın sicil fişi, hasarat raporu, harita ve Kapukaya köyü orman tahdit mazbatasında; idarenin 1.376 TL ağaçlandırma, 36 TL humus zararının olduğu, söndürme giderinin ise 1.209,68 TL olmak üzere toplamda 2.621,68 TL zararının bulunduğu ve bu zararın sorumlular tarafından karşılanmadığı, 5 no’lu İzmir Orman Tahdit Komisyonu tarafından suça konu alanın orman sınırları içerisine dahil edildiği,
    Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen olay yeri inceleme raporuna göre, 16.03.2011 günü saat 09.45 sıralarında olayın meydana geldiği yere gidildiğinde yangının; Kapukaya köyü trap atış alanına yaklaşık 7-8 km uzaklıkta bulunan ve Bergama Orman İşletme Müdürlüğü tarafından orman emvali kesimi yapılan alanda meydana geldiğinin görüldüğü, 15.03.2011 günü akşam saatlerinde meydana geldiği, tamamen kontrol altına alınarak söndürülmüş olduğu, meydana geldiği yerin eğimli bir arazi olduğu, ormanlık alana sıçramadığı, yangın alanında bulunan kesilmiş tomrukların bir kısmının yanmış hâlde olduğu, tepenin alt kısımlarında bulunan tomrukların üzerindeki yanıkların yoğun olmasından dolayı bu noktadan başladığının değerlendirildiği, orman işletme personeli tarafından yanan alanın 2 dönüm olduğunun bildirildiği, yangın alanı dışında kesim işinde çalışan işçilerin budanan ağaç dallarını yakması sonucu oluşan eskiye dayalı küçük çapta yanmış bölgelerin görüldüğü, yangın bölgesinde yangın başlatıcı ve hızlandırıcı herhangi bir şüpheli bulgu veya şüpheli madde kokusuna rastlanılmadığı, yine yangın alanı üzerinden veya yakınından geçen herhangi bir elektrik hattının bulunmadığı, bu hâliyle yangının çıkış nedeninin tespit edilemediği, yapılan incelemeler neticesinde herhangi bir iz, emare ve delile rastlanılmadığı şeklinde açıklamaların yer aldığı,
    Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen fezlekede; yangının bu bölgede çalışmakta olan orman kesim işi yapan işçiler tarafından gündüz yakılmış olan küçük çaptaki ateşin tam söndürülmemiş olmasından kaynaklandığı, yangını başlatıcı ve hızlandırıcı herhangi şüpheli bulgu ya da delilin bulunmadığının belirtildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Sanık ... kollukta; İncecikler Orman İşletme Şefliğine bağlı Kavakalan mevkisinde orman kesim işçisi olarak 4 yıldır görev yaptığını, orman içerisinde kesinlikle ateş yakmayacağını ve yaktırmayacağını, çalıştıkları bölgede de ihtiyaçları için ateş yakmadığını, çay ihtiyaçlarını da termos ile sağladıklarını, çalışma saatlerinin 08.00-17.00 arası olduğunu, olay günü 17.00’de işi bırakıp 5 km uzaklıktaki çadırına gittiğini, yangın başladığında çadırda olduğunu, aynı gün 20.55 sıralarında şefi olan Ferhat Berk’in kendisini arayarak yangını haber verdiğini, kendisinin de beraber çalıştığı ..."i aradığını, olay yerine ilk kendisinin gittiğini ve yangına müdahale ettiğini, yangını kontrol altına almayı başardığını, daha sonra orman işletme şefliğinde çalışan söndürme ekipleri ve Jandarma görevlilerinin gelerek yangını tamamen söndürdüklerini, yangının nasıl başladığını ve yangına kimin sebep olduğunu bilmediğini, bu bölgeden sık sık çobanların geçtiğini, üzerine atılı suçu kabul etmediğini, mahkemede ise farklı olarak; saat 21.00 sıralarında orman işletme şefi olan Ferhat Berk’in kendisini arayarak yangın olduğunu bildirdiğini, bunun üzerine arkadaşı ..."i de yanına alarak yangın bölgesine gittiklerini ve yangın söndürme çalışmalarına katıldıklarını,
    Sanık ... kollukta; yaklaşık 3 yıldır İncecikler Orman İşletme Şefliğine bağlı Kavakalan mevkisinde orman kesim işçisi olarak görev yaptığını, orman içerisinde kesinlikle ateş yakmayacağını ve yaktırmayacağını, çalıştıkları bölgede de ihtiyaçları için ateş yakmadığını, çay ihtiyaçlarını da termos ile sağladıklarını, çalışma saatlerinin 08.00-17.00 arası olduğunu, olay günü 17.00’de işi bırakıp Bergama ilçe merkezinde bulunan evine gittiğini, yangın başladığında evinde olduğunu, aynı gün 21.00 sıralarında ...’in kendisini arayıp yangını haber verdiğini, kendi aracıyla yangın bölgesine gittiğini, olay yerine ulaştığında ... tarafından yangının kontrol altına alınmış olduğunu gördüğünü, daha sonra orman işletmede çalışan söndürme ekiplerinin ve Jandarma görevlilerinin gelerek yangını tamamen söndürdüklerini, yangının nasıl başladığını ve yangına kimin sebep olduğunu bilmediğini, bu bölgeden sık sık çobanların geçtiğini, üzerine atılı suçu kabul etmediğini, mahkemede ise; ateş yakmadıklarını, havanın rüzgarlı olduğunu, bu nedenle böyle bir ihmalli davranışlarının olamayacağını, suçlamayı kabul etmediğini,
    Savunmuşlardır.
    Uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için “taksirle orman yangınına sebep olma” suçuna ilişkin yasal düzenlemeler ile bu suçun unsurlarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
    6831 sayılı Orman Kanunu’nun suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 4114 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değişik 76. maddesinde;
    “a) Devlet ormanlarında; Orman İdaresince belirlenen konak yerlerinden başka yerlerde gecelemek,
    b) Ormanlarda izin verilen ve ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakmak veya izin verilen yerlerde yakılan ateşi söndürmeden mahalli terketmek,
    c) Ormanlara sönmemiş sigara veya yangına dolaylı olarak yol açabilecek madde atmak,
    d) Ormanlara dört kilometre mesafede veya bu Kanunun 31 inci ve 32 nci maddeleri kapsamına giren köyler hudutları içinde anız veya benzeri bitki örtüsü yakmak,
    Yasaktır.” şeklinde orman içerisinde yapılması yasaklanmış eylemler belirtilmiştir.
    6831 sayılı Orman Kanunu’nun suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5728 sayılı Kanun’un 217. maddesiyle değişik 110. maddesinde;
    “76 ncı maddenin (a) bendinde belirtilen fiili işleyenlere elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
    76 ncı maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen fiilleri işleyenler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezasına hükmolunur.
    Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak failin yangının söndürülmesine ve etkilerinin azaltılmasına yönelik çabaları veya meydana gelen zararın azlığı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza yarısına kadar indirilir. Zararın belirlenmesinde yangın sonucu tamamen yanan ağaç ve ağaççıkların değeri, kısmen yanan ağaç ve ağaççıkların değerinde meydana gelen azalma, alt tabaka orman örtüsünün yanması nedeniyle oluşan zarar ve toprağın humuslu tabakasının yanması nedeniyle meydana gelen verim kaybı dikkate alınır.
    Kasten orman yakan kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
    Devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde devlet ormanlarını yakan kişi müebbet hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
    Bu maddede yazılı suçların işlenmesi sebebiyle, ölüm veya yaralanmanın meydana gelmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmolunur.” şeklinde getirilen düzenlemeyle 76. maddesinde yasaklanan eylemler ile taksirle orman yangınına sebep olmak, kasten orman yakmak ve devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde devlet ormanlarını yakmak eylemleri için yaptırımlar belirlenmiştir.
    6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110/2. maddesinde aynı Kanun’un 76/b-c-d fıkralarında gösterilen ormanlarda izin verilen ve ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakmak veya izin verilen yerlerde yakılan ateşi söndürmeden mahalli terk etmek, ormanlara sönmemiş sigara veya yangına dolaylı olarak yol açabilecek madde atmak, ormanlara dört kilometre mesafede veya bu Kanun’un 31 ve 32. maddeleri kapsamında kalan yani mülki hudutları dahilinde orman bulunan köylerin sınırları içinde anız veya benzeri bitki örtüsü yakmak eylemleri cezai müeyyide altına alınmıştır.
    6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110/3. maddesinde ise dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet vermek eylemi suç olarak tanımlanmıştır. Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak suçun manevi unsurunu oluşturmaktadır. 5237 sayılı TCK’nın “Taksir” başlıklı 22/2. maddesinde; “Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.” şeklinde yapılan taksirin tanımında “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık” ibaresinin kullanılmış olmasından dolayı da suç “taksirle orman yangınına sebep olma” şeklinde ifade edilmektedir.
    5237 sayılı TCK"nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde "kanunda tanımlanmış haksızlık" olarak ifade edilen suç; kural olarak ancak kastla, kanunda açıkça gösterilen hallerde ise taksirle de işlenebilir. İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksirde, failin cezalandırılabilmesi için mutlaka kanunda açık bir düzenleme bulunması gerekmektedir.
    Toplumsal yaşamda belli faaliyetlerde bulunan kimselerin başkalarına zarar vermemek için birtakım önlemler alma ve bazı davranış kurallarına uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu kurallar toplum olarak yaşama mecburiyetinden doğabileceği gibi, Devletin müdahalesiyle de ortaya çıkabilmektedir. Taksirli suç, bu kuralların ihlal edilmesi sonucu belirmekte, fail; dikkatli, tedbirli ve öngörülü davranmamış olduğu için cezalandırılmaktadır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme imkân ve ödevinin varlığına rağmen, sonuca iradi bir hareketle neden olmaktan kaynaklanmaktadır.
    Ceza Genel Kurulunun birçok kararında vurgulandığı ve öğretide de benimsendiği üzere taksirli suçlarda aranması gereken hususlar;
    1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
    2- Hareketin iradi olması,
    3- Sonucun istenmemesi,
    4- Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması,
    5- Sonucun öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemiş olması,
    Şeklinde kabul edilmektedir.
    6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110/3. maddesinde taksirle orman yangınına sebep olma eylemi açıkça suç olarak tanımlanmış olduğundan olayın failinin cezalandırılabilmesi mümkündür.
    Yangın, Türk Dili Kurumu sözlüğünde; “Zarara yol açan büyük ateş” şeklinde tanımlanmıştır. Taksirle orman yangınına sebep olma suçunun oluşması için de; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun “Ormanların Tarifi, Taksimi, İdare ve Murakabesi” başlıklı 1 ve 6. maddeleri arasında tanımlanan orman sayılan yerlerde, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak (taksirle hareket etmek) suretiyle yangına sebebiyet verilmesi gerekir.
    Suçun unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için yangının orman sayılan yerlerde çıkıp çıkmadığı, zarara yol açan yangının nasıl meydana geldiği, yangına sebebiyet veren hareketin insan kaynaklı olup olmadığı belirlenmelidir.
    Öte yandan, amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    İzmir, Bergama, Kapukaya köyü, Kavakalan mevki, 96 no’lu bölmede, 15.03.2011 günü saat 21.30 ile 17.03.2011 günü saat 16.30 arasında, yerleşim yerine 5 km uzaklıkta, 2 dönüm alan üzerinde, sanıkların orman kesim işçisi olarak çalıştıkları kesimde örtü yangını şeklinde yangın meydana geldiği,
    Bergama Orman İşletme Müdürlüğü tarafından düzenlenen suç tutanağında; yangının nasıl çıktığına ilişkin herhangi bir emareye rastlanılmadığının belirtildiği, yangın bilgi formunda; suçun failinin aranmakta olduğu, ihmal ve dikkatsizliğin ise çoban ateşinden kaynaklandığının belirtildiği, Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen olay yeri inceleme raporunda; yangının çıkış nedeninin tespit edilemediğinin belirtilmesine rağmen taksirle orman yangınına sebep olma suçunun sanıklar tarafından işlendiğine ilişkin iddianın kaynağı olan ancak olay yeri inceleme raporuyla çelişen fezlekede ise; yangının bu bölgede çalışmakta olan orman kesim işi yapan işçiler tarafından gündüz yakılmış olan küçük çaptaki ateşin tam söndürülmemiş olmasından kaynaklandığının belirtildiği,
    Yangının sanıkların işçi olarak çalıştığı kesim alanında örtü yangını şeklinde meydana geldiği, sanıkların tüm aşamalarda kesim alanında ateş yakmadıklarını, bölgeden çobanların sıklıkla geçtiğini ancak yangının nasıl başladığını ve yangına kimin sebep olduğunu bilmediklerini beyan ederek atılı suçu kabul etmedikleri, sanıkların beyana göre saat 17.00’de çalışmayı bırakıp kesim alanından ayrıldıkları, sanıkların işletme şefinden yangını haber alıp olay yerine giderek ekiplerden önce yangını söndürmeye çalıştıkları, yangın bilgi formuna göre yangının aynı gün 21.30’da başladığı, suç tutanağı ve olay yeri inceleme raporuna göre yangının çıkış nedeninin tespit edilemediği, fezlekede yangının sanıkların önceden yakıp söndürmedikleri ateşin yeniden alevlenmesi sebebiyle çıktığı iddia edilmiş ise de; Bergama İlçe Jandarma Komutanlığı fezlekesinde sanıkların yangına sebebiyet verdiği iddiasının suç tutanağı ve olay yeri inceleme raporuyla doğrulanmadığı, sanıkların suçlamayı kabul etmedikleri, sanıkların herkesin gelip geçebileceği kesim alanından saat 17.00’de ayrıldıktan sonra yangının 21.30’da başladığı, aradan geçen 4.5 saatlik zaman diliminde kimliği belirsiz şahıslar tarafından da kesim alanında ateş yakılmış olabileceği, 13190 esas nolu yangın bilgi formunda yangının sanıkların dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı eylemleri sebebiyle çıktığını kanıtlayan bir delilin mevcut olmadığı, olay yerinde yangını başlatan ateş yakıldığı tespit edilse bile bu ateşin sanıklar tarafından yakıldığına ilişkin katılan idare veya kolluk tarafından yapılmış bir tespitin bulunmadığı, bu sebeple yangının başlangıç noktası ve rüzgarın yönünün tespiti için keşif yapılsa dahi sanıklarla yangın olayı arasında bağlantı kurulmasına yeterli olmayacağı, ayrıca olayın üzerinden 7 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra olay yerinde yapılacak bir keşif işlemi ile aradan geçen süre dikkate alındığında sonuç elde edilmesinin mümkün görülmediği ve bu nedenle eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkeme hükmündeki direnme gerekçesinin isabetli olduğuna ve beraat hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2014 tarihli ve 1-100 sayılı kararında, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığına ilişkin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA, direnme kararının ONANMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 25.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi