
Esas No: 2013/9767
Karar No: 2014/148
Karar Tarihi: 07.01.2014
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/9767 Esas 2014/148 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2012/115-2012/345
Taraflar arasında görülen davada Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20.12.2012 tarih ve 2012/115-2012/345 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili bankadan kredi kullanan dava dışı şirketin kefili olduğunu, dava dışı şirketin borcu nedeniyle şirket ve kefilleri aleyhine başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek 2.820,00 TL çek bedelleri, 2.757,14 muacceliyete kadar işlemiş faiz, anapara ve takipten sonra işlemiş faiz borcu olmak üzere toplam 11.520,00 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı şirketin davacı bankadan 28/03/2006 tarihinde kredi çektiği, davalının genel kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 584. maddesine göre, eşlerden birinin mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğinin düzenlendiği, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 7. maddesi ve kefilliğe ilişkin 584"ncü maddenin kamu düzenine ilişkin olduğu da dikkate alındığında bu düzenlemenin görülmekte olan talep ve davalarda da uygulanması gerektiği, davaya konu kredinin tarihi olan 28/03/2006 tarihinde davalı kefilin nüfus kayıtlarına göre evli olduğu, davacının eşinin muvafakati bulunduğuna dair herhangi bir belge ibraz edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, banka genel kredi sözleşmesi kapsamında ödenmeyen borcun kredi sözleşmesinin kefilinden tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamına sunulmuş bulunan borçlu şirket hesap ekstrelerinin incelenmesinde hesap açılış tarihlerinin 19.10.2007, 29.12.2006 ve 19.10.2006 olduğu ve bu tarihlerde 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun kefalet sözleşmesine ilişkin hükümlerinin yürürlükte bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, taraflar arasındaki kredi sözleşmeleri ve ilgili tüm belgeler getirtilmek ve 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun kefalet sözleşmesine ilişkin hükümleri değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.